Son birkaç yıldır özellikle ilimizde çokça intihar olaylarına rastlanmakta, genç bedenler toprağa verilirken geride gözü yaşlı ana babalar ve sevdikleri kalmaktadır.

İnsanın en son ve en zor vereceği karar herhalde kendi hayatına son vermek yani intihar etmek olmalıdır diye düşünüyorum. Ve biliyorum ki çoğu kişide benimle aynı fikri paylaşmakta ve aynı soruyu kendilerine sormaktadır.

Bu kadar zor ve en son verilecek kararı gençlerimiz ve vatandaşımız nasıl bir ruhi halet içerisinde alıyorlar ki veya onlar nasıl bir ruhi halliye içerisindeler ki bu kararı alıp uyguluyorlar.

Kendisini yüksek kayalıklardan atıp, kendisini iple tavana asıp, kendisini onlarca hap alıp ve kendi kafasına ve bedenine silah sıkıp hayatına son veren kişi bunu nasıl yapabiliyor? Normal düşünen, hayatı seven ve canı veren Allah’ın ancak kendisinin alabileceğini idrak eden insanlar bu intiharı çok zor bir karar olarak görür ve bu intihar olayına akıl sır erdiremezler.

Emniyet ve savcılık tarafından ilimizde son bir yıl içerisinde intihar eden kadın ve erkek sayıları bellidir.

Bunların aile yapıları, kültür düzeyler, insan ilişkileri ve sosyal davranışları nasıldır? Bunların gelir durumları ve bunların toplum içerisindeki, aile içerisindeki davranış ve bunlara davranışlar nasıldır? Tüm bunlar psikolog, psikiyatri, sosyal bilimci ve din hocalarının üzerinde çok düşünüp ve tahlil edecekleri durumlar olmalıdır.

Hakkâri işsizliğin yoğun olduğu, feodal yapının ağır bastığı ve son yıllarda paradan para kazananların çoğaldığı bir yer durumundadır. Buna birde cep telefonları ve internet üzerinden sanal kumarda eklendiğinde gençlerin tuzaklara düşmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Başta devlet yetkilileri ve ana babalar olarak bu çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkmalı, onların eğitilmeleri ve tür tuzaklara düşmemeleri için adımlar atılmalıdır. Giden her can ailede onarılamaz acı ve kederi beraberinde getirmekte ve aileler dağılmaktadır.

Öncelikle emniyet ve güvenlik güçleri bu tip sanal oyunların oynandığı siteleri kontrol altına alıp takip etmeli ve onların uzantıları ve gençleri buna alıştıran ve bu tuzaklara düşürenleri yakın markaja almalı, en ağır cezai müeyyideler uygulanmalıdır.

Halkın ve özellikle gençlerin eğitimleri ve bu tuzaklara düşmemeleri için seminer ve konferanslar tertiplenmeli, sorunlu bireylerin aileleri ziyaret edilmeli ve bu kişiler topluma kazandırılarak bu illetten kurtulmalarına öncelik verilmelidir.

Bir gayesi, bir çabası, bir işi olmayan ve kısa yoldan para kazanmak ve lüks hayat tutkununun nelere yol açtığı ve açabildiği sine vizyonlarla, afişlerle, sohbet ve konferanslarla anlatılmalı, aile ve kişiler bilinçlendirilmelidir.

Günümüz gençliğinin maneviyattan ve bir hedeften uzak yaşamasının kendi geleceğini nasıl belirsizleştiği ve hüsrana uğrattığı apaçık ortadır. 20-30 yaş aralığındaki çocuklarımızı ve gençlerimizi kolay kolay o yaşlara getirememiş anne ve babaları. Belli bir yaştan sonra çocuk üzerindeki hakimiyet ve disiplinini kaybeden aileler ne yazık ki kendi yerlerine başkanlarının çocuklarını kullandığı ve yönlendirdiğini çok sonraları fark edebiliyorlar.

Ve ne yazık ki bunu fark ettikleri zaman da iş işten geçmiş oluyor ve çocuk veya genç çoğu kez ya uyuşturtucu veya sanal kumar tuzaklarına düşerek hayatlarından oluyorlar. Ve hayatlarının en zor ve son kararlarını vererek hayatlarını sonlandırabiliyorlar.

Başta Valilik, Belediye, Milli Eğitim, diyanet, hastane ve sivil toplum kuruluşları el ele vererek bu duruma bir çare ve çözüm bulmalıdırlar.

Daha kaç gencimizi, insanımızı intihar etmiş olarak duyacak ve göreceğiz.

Ateş başka evlere de düşmeden, başka anne ve babaların yüreği yanmadan buna bir çare bulmak devlet olarak, hükümet olarak ve insanlık olarak acil görevimiz olmalıdır.