Hakkari Valisi Ali Çelik, göreve başladığı günden sonra ikinci kez basın mensuplarıyla bir araya geldi.

İlki, valilik makamında tanışma ziyaretiydi.

İkinci toplantı, Hakkari'deki 100. gününü tamamlamış olması dolayısıyla yapılan hizmetlerin tanıtım toplantısıydı.

Vali Çelik, geride bıraktığı 100 günü değerlendirirken bir gazeteci olarak geride bıraktığı günlerin analizini yapmak istiyorum. 

Doğrusunu söylemek gerekirse Hakkari'ye atanırken uzaktan, Kütahya’dan duyduğumuzu anlatmak, çok iyi vali, süper vali demek gelmedi içimden. Oradaki insanlar öyle tanıdı ve değer verdi. Hakkari'deki insanlar da onu tanıdıkça değer vermeye başlar diye düşündüm.

Sayın valiyi Hakkari'de, bir Hakkarili gözüyle değerlendirmek en sağlıklı davranış olurdu.

Vali bey, toplantıya başlarken, hayatın içinden yaşanmış hem güzel, bir o kadar da düşündürücü ama ders almamız gerekenleri mizahi bir duyguyla anlatmaya başladı.

İşinin başındayken çok ciddi, sohbetiyle de güler yüzlü bir insan olarak tanıdım. Belki de biz gazetecilere verdiği değerdendir diyeceğim ama genel olarak vatandaşlara sıcak mesajlar veriyor.

Toplantıda 100 güne koca projelerin sığdırdığını gördüm. Bütün yapılanları anlattı. Bütün projeler çok iyi ve insana dayalı projeler. İçinde hayali tek bir şey bulamadım. Her kesimi ilgilendiren ve memnun edecek projeler. İl ve ilçeleri ayırmamış. Hakkari'yi her anlattığında Yüksekova, Çukurca, Şemdinli, Derecik ve köylerden de bahsetti. Oralara yapılan yatırımları da samimi bir şekilde anlattı.

Vali yapılan hizmetleri anlatırken bir ara çok kızgın ve sert olduğunu gözlemledim. Konuyu suç örgütleri, tefeci, kabadayılık, hak hukuk tanımazlığa getirince ses tonu değişti. Valinin oradaki duruşu çok netti. "Devletin üstünde hiçbir güç tanımıyorum. Hiçbir şekilde vatandaşın hakkını hukukunu yasa dışı örgütlere çiğnetmeyiz.  Devletin olduğu yerde hiç kimse başka birine üstünlük kuramaz, zulüm edemez, kabadayılık yapamaz" dedi.

Valinin anlattıkları arasında en çok hoşuma giden bu söyledikleriydi. İnsanın başka bir insana zulüm etmeye hakkı yoktur. Her vatandaş kendini güvende hissetmesi gerekir.  Devlet otoritesiyle halkın güvende olduğunu, idarecilerin bu şekilde anlatmasıyla mümkündür.

Suç örgütlerinin, tefecilerin bazı insanlara nasıl musallat olduklarını görüyoruz. Haksız kazançlar sağlayarak vatandaşın malına çöktüklerine şahit oluyoruz. 

Sayın vali bu durumda olan insanlara devletin birimlerine ulaşabilirsiniz, hakkınızı başka yerde aramayın hissiyatını oluşturarak çok önemli bir konuyu dile getirdi.

Çelik, devletin varlığına önem verirken vatandaşlardan da istekleri oldu. Hakkarililerin hakkını hukukunu sonuna kadar koruyacağım derken, vatandaşların kendi görev ve sorumluluklarının bilincinde olması gerektiğini söyledi.

Vali dediklerinde haklıydı.

Çevreden-doğaya, trafikten-suya, temiz ahlaktan-helal kazanca, herkesin birbirinin hakkını hukukunu kuruyarak bir yaşam modeli oluşturmak zorundayız.
Sayın valinin mesajı çok net.  Ben sizin için gece-gündüz çalışmaya hazırım. Sorunlardan arındırılmış bir kent yaratmaya geldim diyerek iyi bir imaj yaratmış bugüne kadar. Fakat vatandaşlardan da kendisine yardımcı olmasını, birlikte mücadele etmesini istiyor.

Kısacası Vali Ali Çelik, ben sizin için çalışmaya varım, sizler de bana yardımcı olmaya var mısınız? Diyor. 

Çok zor imkânsız şeyler istiyor mu? Hayır.

O halde hep birlikte, iyi niyetli bir insana yardımcı olalım. 

Kendimiz için..