Yukarıdaki ata sözünün anlattığı gibi; Dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca davranır. Vurucu ve kırıcı olur.

Bitlis’de yaşanan olay tam da bu ata sözünü özetler gibi..

Önceki gün Bitlis’de gazetecilik yapan aynı zamanda Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan Sinan Aygül beye fiziki bir saldırı yapılıyor.

Sinan bey, saldırının Ak Partili Bitlis Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin kurumaları tarafından yapıldığını sosyal medya aracılığıyla duyurdu. Saldırı haberini duyunca doğal olarak biraz bekleyip durumu anlamaya çalıştık.

Bir çok gazete bu saldırıyı haber yaptı. Ulusaldan tutun yerel gazete ve internet sitelerine kadar herkes bu olayı kendince duyurmaya çalıştı. Doğal olarak bizler de internet sitemizde Sinan beye yapılan saldırı haberine yer vererek kamuoyunu bilgilendirdik. Ben de Bitlis Gazeteciler Cemiyeti’ne ulaşarak geçmiş olsun dileğinde bulundum ve birlikte dayanışma duygularımı paylaştım.

Biraz düşünüp her hangi bir belediye başkanının korumaları neden gazeteciye saldırır. Yaptıkları haber nedeniyle gazeteciler ile kurum yetkilileri zaman zaman karşı karşıya geliyor. Konu mahkemeye taşınır, haklı-haksız ortaya çıkar veya tekzip yayınlamak suretiyle mesele kapanır. İşin içine şiddet girince acaba aralarında şahsi bir husumet mi vardı? Başkanın koruması değil de başka kişiler mi bu saldırıyı gerçekleştirdi?

Bütün yaşananları anlamaya çalışırken saldırı anına ait kamera görüntüleri ortaya çıkınca insanın tüyleri diken diken oluyor. Görüntü korkunç. Saldırının şiddeti şöyle dursun, korkunç olan şey nedir biliyor musunuz değerli okurlar? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan her bir vatandaşı korumakla yükümlü bir polis memurunun saldırı esnasında ki davranışları. Saldırganı koruyup şiddete ön ayak olması.

Devletin, millettin namusunu şerefini korumakla görevli bir polis memuru bunu nasıl yapar. Diyelim ki, belediye başkanının koruması yakın bir akrabası veya belediye personeli birilerinden aldığı güçle saldırıyı yapabiliyor. Peki polis memurunun bundan çıkarı ne? Nasıl bir kafaya sahip? Görevi nedir bilmiyor mu? Başkanı korumakla görevli olduğu kadar vatandaşı da korumakla görevli devlet memuru ne zamandan beri maraba gibi davranmaya başladı.

Bu saldırı son yılların en büyük ayıbıdır!

Gazeteci yazmayacak mı? Yolsuzluk var, usulsüzlük var deyince niye saldırıya uğrasın? Sesini çıkarmayıp da dilsiz şeytan mı olsun? Polis, senin işin gazeteci dövdürtmek mi?

Ülkenin herhangi bir şehrinde bulunan gazeteciler görevini yapmayacak mı? Hakkari’de yaşayan insanlar, gazeteciler burada olup biteni yazmayacak mı?

Mesela Sosyal Sigortalar Hakkari İl Müdürlüğü yetkilileri 7 veya 8 yıl önce aldığın arsanın üzerine, ekonomik koşullar iyiyken neden bu güne kadar bina yapmadınız ve personelinizi şimdi sağlıksız ortamda çalıştırıyorsunuz.

Hakkari Belediyesi kendi binanıza yatırım ve dekorasyon yaparken o binanın sağlam mı değil mi işini size kim öğretecek? Yapılara ruhsat veren belediyede mimar, mühendis bilir kişi yok mu? Yapılan onca masraf şimdi çöpe mi atılacak?

Şimdi sizlere desem ki, Atlılar Caddesi’ndeki adını Sanat Sokağı koyduğunuz yerdeki süs lambaları hiç olmamış hatta olmasaydı daha güzel olurdu desem bir dayağı hak etmiş olur muyum?

Hala iki günde bir ve iki saat sularımız akıyor desem, Seyir Tepesi’ne çıkıp, Sanatçı Aydın Aydın’ın kuzuların sesindeki meeee’yi avazım çıktığı kadar bağırsam Cilo Dağı’nda festival coşkusu yaşayacaklar sesimi duyacaklar mı desem, kayalıklardan aşağıya doğru yuvarlanma ihtimalim var mı?

Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne desem ki, binalarınızın sağı solu taş toprak içinde. Oralara bir çiçek veya çim ekseniz olmaz mı? Bakarsın havacılık eğitimi gören biri rotadan çıkıp sizin bahçeye sert bir iniş yaparsa kazazedeye verebilecek bir damla suyun olsun demekle bana spor tesisleriniz yasaklanır mı?

Kurum müdürleri, bir çoğunuzun evi iş yerinize bitişik halde. Dairenin resmi aracıyla değil de kendi arabanızla evinize gitseniz, yaya yolu kullanarak temiz havayı da solarak biraz yağları eritseniz olmaz mı diyerek buralara girişim güvenlik personelinize takılır mı?

Diyelim ki, ben yaşadığım şehirde yenlik istiyorum; Yeni bir vali, yeni kaymakamlar, yeni rektör, yeni yüzler, değişen kurum müdürleri, değişik partilerden üç yeni milletvekili, oda başkanları dahil yeni simalar görmek istiyorum demekle çok fazla düşman edinmiş olur muyum?

Gazeteci bunları yazmayacak da ne yazacak? Hepimiz padişahım çok yaşa, bu vali başka vali, en büyük başkan bizim başkan mı diyeceğiz? Hiç birimiz kral çıplak diyemeyecek miyiz?

Ya Küfeli’nin devesine erkek devedir deyip hakkını teslim edeceğiz ya da Muaviye’nin taraftarları gibi dişi devedir diyerek otoriter yapıdan yana tavır alarak doğruları söylemeyi bırakıp yalan söylemeye devam edeceğiz.

Kaba kuvvetle insanları korkutmak, sindirmek isteyenlerin ülkeye hiçbir faydası olmayacaktır. Tam demokrasi içinde hak ve hukukun üstünlüğünü korumak zorundayız. Ast-üst ilişkisi içerisinde çalışan polis, asker veya memurlar kanun ve nizamlarla yönetilen devlette görevini yürütürken vatandaşı korumak zorundadır. Asla kimseye köle olamazlar..