Tanıdık bir arkadaşımın zanaatkâr bir babası vardı. Teneke soba imal eder, kaynak ve lehim işleri yapardı. Bir gün kızgınlık ve gülerek başından geçen bir anısını anlatmıştı. Dükkânına gelen bir müşterinin birkaç kez yaptığı işte ücret vermemesini ve ”Teşekkür Ederim” sözünü söyleyerek dükkânından çıktığını anlatmıştı. Bu birkaç kez tekrarlandığında son kez geldiği ve yaptığı işi teslim aldığında her zamanki gibi “Teşekkür Ederim” deyip çıkmak üzereyken bileğinden tutup “Beyefendi, teşekkürü eve götürüyorum kimse yemiyor. Sen, sana zahmet benim el emeğimin karşılığını ver. Onunla çocuklarıma ekmek alayım. Bak nasıl yerler!” Sözüm üzerine müşteri elini cebine atarak hakkım olan parayı verdi.

Dışarıda olan ve ekonomik durumları iyi olan iş insanı, sanatkâr ve zenginlerimizin de Hakkâri sevdası, Hakkâri aşkı yukarıda anlattığım olaya benzemiyor mu?

“Hakkâri memleketimiz.” “Hakkâri’yi çok seviyoruz.” “Hakkâri bizim için bambaşka bir yer.” “Hakkâri bir yana dünya bir yana.” “Hakkâri ata baba yurdu.” Hakkâri de Hakkâri…

Diyeceksiniz ki Hakkâri ile yatıyorlar, Hakkâri ile kalkıyorlar.

Senede o da yaz aylarında geldiklerinde bu memleketlerinde birkaç gün veya bir iki hafta kalarak güzel piknik ve davetlerde bulunarak tekrar gerisin geri yaşadıkları batı şehirlerine geri dönüyorlar.

Hakkâri yine mahzun, Hakkâri yine geri kalmış, Hakkâri yine işsizi en çok olan il, Hakkâri yine dertler yumağı, Hakkâri yine kaderine terkedilmiş olarak orta yerde kala kalıyor.

Hani Hakkâri’yi çok seviyordunuz. İnsan sevgisini fedakârlıklarla göstermez mi?

Sevgiline bile “Seni Seviyorum” dediğinin akabinde ya ona bir gül veya bir takı hediye edersiniz değil mi?

Hakkâri’yi seviyorsak hadi bir işletme, bir fabrika, bir otel bir yatırım yapsanıza.

Zanaatkâr babanın dediği gibi “Seviyorum” demekle Hakkâri bir kazanç sağlamıyor. Sözden öteye kuru bir laftan öte geçmiyor sizin bu sevginiz, Hakkâri aşkınız.

Başta batıda kalan hem şehirlilerime çağrımdır.

Batıda yine yatırım yapın. Ama batıda yaptığınız yatırımın onda birini memleketiniz, o çok sevdiğiniz dediğiniz Hakkâri ilinize yapsanıza.

Buradaki halkımız devlet kapısından öte bir iş bulmuyor, görmüyor, bilmiyor.

Bak her tarafımız maden dolu. Onları işletmeye açarsanız buradaki yüzlerce insana iş kapısını açar, yüzlerce ailenin geçimine katkı sağlarsınız sizde kazançlı çıkarsınız hem maddeten ve hem de manen.

Hakkâri sevdamızı bir de bu gözle değerlendirelim mi?

Devlette buralara yapılacak yatırımlarda büyük kolaylıklar sağlıyor.

Sevginizin karşılığını görmeyecek mi bu mahzun ve garip Hakkâri.

Haydi, Hakkâri aşığı ve sevdalısı batıdaki iş insanlarımız.

Buyurun sevginizi ve sevdanızı gösterin.

Öyle kuru laflarla bizi daha fazla oyalamayın.
Yoksa hakkımızı helal etmeyiz valla.