Ülkemiz  1923 yılında kuruldu.

Ülke kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ülkeyi ikili sistemle yani Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık sistemi ile yönetmek üzere kurmuştu.

Tabii bu sistemin en büyük özelliği bürokratik oligarşi idi.

Yani ülkede görev yapan ve siyasiler tarafından atanan bürokratların bir nevi sistemde gizli ve etkili güç olduğu, bürokratlardan yazılı metin olarak geçen metinlerin yasa olduğu ve yönetmeliklerinde bu bürokratlar tarafından yazılıp uygulamaya sokulduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Yaklaşık 95 yıllık bu sistem 2017 yılındaki referandum sonucu yerini Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bırakmış 24 Haziran 2018 tarihinde de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri sonucu Cumhurbaşkanlığına seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yemin etmesiyle resmiyet kazanmıştır.

Dün Akşam saat 22.00 sularında da yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ilk Bakanlar Kurulunu açıklayan ve onaylayan Başkan Recep Tayyip Erdoğan böylelikle ülkemizde adeta sessiz bir devrim gerçekleştirerek yeni sisteme geçişi sorunsuz ve itidalli bir şekilde gerçekleştirerek ülkeyi yönetmeye başladı.

Ülkemize hayırlı ve uğurlu olsun.

Ülkede her on yılda bir olan darbelerin sonu olsun.

Vatandaşa daha iyi ve daha hızlı hizmet için bu sistemin siyasi iktidar kavgalarının sonu olmasını da ayrıca diliyorum.

Tabii bu arada ilkler de yaşanmıyor değil.

Mesela ülkede ilk defa dışarıdan iş insanları , akademisyen ve STK  Başkanları ile görevde olan bir Genelkurmay Başkanı Milli Savunma Bakanı oluyor.

Tabii Genelkurmay Başkanı aynı gün görevinden ayrılarak yerine başka bir isim Genelkurmay Başkanı oluyor.

Şimdi meselenin başka bir boyutunu ele alalım.

Yeni hükümet hızlı hareket etme ve bürokratik engellemelere takılmama, siyasilerin hükümet yıkma ve yapma yeteneğinden uzak tutulduğu bir sistem olması özelliği ile eğer düzgün işlerse ülkeyi şahlandıracağı muhakkak.

Yok eğer muhalefetin dediği gibi tek adam sistemi, olacaksa bu bizi üçüncü dünya ülkeleri ligine sokar ki bu da bizi bekleyen diğer bir sıkıntılı  durum olacağını ifade etmek isterim.

Şimdi yeni hükümetten bölge halkı adına ülkenin diğer kentlerinde oyları düşen aksine her bakımdan ihmal edilen doğuda oylarını arttıran AK Partiye ve onun Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ülkemizin en büyük ve yatırımlardan da en fazla payı alan İstanbul şehri kadar yatırımların doğu bölgesine kaydırılmasını, doğunun batıya göç ettirilmeyecek yatırım, istihdam, insan hakları ve kültürel hakları öne çıkaran politikaları ve uygulamaları başlama Vakti olduğunu bilmem hatırlatmak geldi içimden.

Hızlı karar alınması için 26 bakanlıktan 16 bakanlığa düşürülen hükümet kadrosunun ülkemizin her karış toprağına aynı dokunuş ve hizmetin sunulması VAKTİ'nin geldiğini unutmamaları gerektiğini ifade etmek isterim.

Bu vesile ile yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yeni Bakanlar Kurulunu göreve başlamalarından dolayı tebrik ediyor, Yüce Rabbimden başarı ve muvaffakiyetler ihsan etmesini diliyorum.