14 Mayıs günüde iki oy birden kullanacağız.
Hem yeni bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz, hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeni üyelerini seçeceğiz.
Cumhurbaşkanlığı için Yüksek Seçim Kurulu kendisine müracaat edilen dört adaya onay verdi.
Bunlarda iki defa Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp iki defa üst üstte bu görevi yapan ve Anayasamıza göre üçüncü defa yapamayacağı kanunla düzenlenen 101. Maddeye göre 3 ncü defa seçime katılması imkansız olan şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Çünkü 2014 ve 2018 yıllarında iki kez aday olmuş ve kazanmıştı. 
Diğerleri ise Millet İttifakı Adayı CHP Genel Başkanı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ATA İttifakı Aday Sinan Oğan ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce.
Tabii YSK siyasi partilerin tüm itirazlarına Anayasada yazılı bulunan Cumhurbaşkanı seçme ve seçilme yeterliliği ve şartları göz önüne alıp almadığı ve müracaat eden dört adayın şartlarının oluştuğunu hangi gerekçeyle kabul ettiğini kamuoyuna açıklamadan adayları açıklaması ve itiraz yolunun kapalı olması milletin siyasi iradesine ipotek koymuyor mu?
Seçimde AK Partinin ayrıştırıcı politikaları geçen gün İyi Partinin İstanbul İl Başkanlığına yapılan saldırıda ve Adıyaman ilinde Hüdaparlı bir sempatizanın Muhalefet liderlerini kastederek tehditkar bir şekilde kafa kesme operasyonu yapacağız söylemi siyaseti ve vatandaşları hem tedirgin ediyor hem de siyasetin dilini sertleştiriyor.
Siyaset vatandaşlar arasında ayrıştırıcı olmamalı.
Siyaset, ülkeyi yönetmeye talip olan siyasi partilerin iktidara geldiklerinde parti proğramını en güzel şekilde uygulayarak ülkede yaşayan vatandaşların nasıl daha müreffeh, daha özgür ve sağlıklı yaşatacaklarına dair bir manifestodur.
Burada hırsızlığa,
Adam kayırmacılığa, 
Liyakatsizliğe,
Vergilerde adaletsizliğe 
Hukuksuzluk ve Adaletsizliğe prim vermemek esas olandır.
Ülkemiz 1923 yılından itibaren Parlamenter sistemle yönetilmiş ta 2018 yılına kadar.
Anılan yıldan itibaren Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi adlı Ucube bir sistemle ülkemiz maalesef 50 yıl geriye gitmiş ülkenin bütün ekonomik göstergeleri bozulmuş, Eğitim sistemi alt üst olmuş, Hak, Hukuk ve Adalet maalesef yok olmuş, Sağlık sistemi çökmüş, (sadece bir yıl içinde binlerce uzman doktor yurt dışına gitmiş) ülkenin her karış toprağı adeta talan edilmiştir.
Bunların sonucu olarak halk siyasi partilere yapacakları hizmet ve yönetme tarzı için oy değil de liderlerin keskinleştirici ve ayrıştırıcı söylemleri yüzünden sanki iki ayrı halk gibi  cephelere ayrılmışlar.
Ülkemizde en son Şubat ayında 11 ili etkileyen deprem meydana geldi.
On binlerce insanımız hayatını kaybetti, yüzbinlerce insanımız yaralandı ve sakat kaldı, yüzbinlerce binamız yıkıldı buna rağmen bir tek kişi istifa etmedi.
Kızılay çadır sattı başkanı hala görevde.
İşte bu yüzden seçim atmosferi çok kötü bir havada geçiyor.
Başarısız olanlar hala görevde, yanlış kararlar veren hala görevde.
İşte Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi bu yüzden kötü ve ülkemizde 5 yıl denendi sonuç felaket.
Üstelik muhalefete yapılan tüm saldırılar gerek silahlı gere fiziki ve gerekse sözlü olanlara hiçbir ceza verilmemesi size garip gelmiyor mu?
Umarım hem İktidar, hem de muhalefet partileri seçim süresince yapacakları mitinglerde ve basın toplantılarında yapacakları toplantılarda söz ve usluplarına dikkat ederek vatandaşı germeyecek ve ayrıştırmayacaklardır.
Zira bu ülkeyi yönetecek olanlar demokrasi gereği vatandaşın oylarıyla iktidara geldiklerinde yine vatandaşların oylarıyla muhalefete geçmesine razı olup saygı gösterecek hile ve hurdaya taviz verilmeyecek Brezilya eski Devlet Başkanı gibi seçimi kaybettiklerinde halkı iktidara karşı kışkırtmasınlar.