31 Mart 2019 mahalli idareler seçimi 16 gündür yapılmış, lakin ortada yerel seçim sonuçlarını açıklayan kurum olan YSK hala resmi, sonuçları açıklayamadı.

Batı'da ülkemizin metropol kenti İstanbul'da Ak Parti ile CHP arasında kıran kırana geçen seçim yarışından sonra yaklaşık 14 bin küsür oyla seçimi kazanan CHP adayı Ekrem İmamoğlu'na Ak Parti tarafından yapılan itirazlar neticesinde oy sayımları sürdüğünden hala mazbatası verilmedi.

Doğu bölgesinde de Mardin ili hariç diğer illerde seçimi kazanan Ak Partili adaylara mazbataları verilirken maalesef HDP'li adaylara Mardin ili hariç diğer illerdeki adaylara mazbataları verilmedi.

Üstelik kanunda yeri olmamasına ve YSK'nın kendini kanun yapma yerine koyan hukuksuzluğu açık olan seçimi kazanan adayın KHK ile atılmasını bahane ederek bazı yerlerde seçimi kazanan HDP'li adayların başkanlıklarını düşürerek seçimi ikinci, sırada bitiren adaya mazbata verilmesi demokrasimiz adına kara bir leke olarak görüyorum.
Neden mi?

Türk Ceza Hukuku Kanunu hazırlayıcılarından İstanbul Üniversitesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Adem Sözüer'in kamuoyuna yaptığı şu açıklama ile;

''Seçilme yeterliliğini aldığını kabul ettiğimiz bir adayın seçimi kazanmasından sonra, yeni bir kanun olmadan ve hiç bir koşul değişmeden başkanlığını iptal etmeniz mümkün değildir'' ifadesi ile.

Yani anlayacağınız YSK bölgemizde KHK ile herhangi bir görevden atılmış olursa olsun, veya başka bir neden bulunursa bile seçimi kazanmış kişinin görevini iptal ederek başkasına yetki görev ve sorumluluk veremez.

Bu tam kanunsuzluk hali olarak değerlendirilir ki, demokrasimiz adına kötü bir leke olacaktır.

Biz kazanınca demokrasinin gereği oluyor da, başkası kazanınca her türlü yolsuzluk, usulsüzlük ve seçime hile karıştırma bahanesi ortaya atılıp dünyanın gözü önünde onlarca gün seçimi sonuçlandırmamak biraz ayıp olmuyor mu?

Ötesinde seçimi kazanan adayın başka bir partiden olmasını hazmedemeyip YSK'nin eliyle hukuksuz bir şekilde bir engel konulup seçimi ikinci sıradaki partinin adayına vermek üçüncü dünya ülkeleri düzeyine inmiş bir ülke konumuna gelmemizi hazmedemiyorum.

Lütfen demokrasinin kurallarına, seçimlerin sonuçlarına saygı duyalım ve ekonomimizi de rahatlatalım.

Zira mutfaktaki yangın bu belirsizlik yüzünden her geçen gün büyüyor