Bir 24 Kasım yazısı
Her ne kadar dünyada 5 Ekim Öğretmenler Günü olarak kutlanıyorsa da bizde 1981 yılından beri 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
Bu vesile ile geçen hafta genç yaşta kaybettiğimiz hemşehirlimiz İngilizce Öğretmeni Saim Akan başta olmak üzere ebediyete göçmüş babam İbrahim Hatipoğlu dahil tüm öğretmenlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Mekanları Cennet olsun.
Öğretmenlik kutsal ve bir o kadar onurlu ve gururlu meslektir.
Kendinden olanı başkalarına vermek ve başkalarını yarınlara hazırlamak, yarınlarda iyi birer şahsiyet ve yer edinmeleri için verilen çabaların ilk ayağı, ilk basamağıdır öğretmenlik.
Sabır ister, fedakârlık ister, sevgi ister, araştırma ister, bilgi ister ve tüm bunların yanında şefkat ister.
Öğretmen yerine göre öğrenciye ana baba olacak yerine göre onunla ağlayıp ve onunla gülecektir.
Öğretmenlik öğrencinin ve eğitim verdiği kişinin gönül dünyasında yer edinmeli, aklından önce kalbinde yer bulmalıdır.
Bununla öğrenci ve eğitimi alan kişi verileni kavrar ve kendisini yarınlara hazırlar.
Öğretmenlik diğer hiçbir meslekte olmayan önceliklere ve durumlara haizdir. Öğretmenin muhatap olduğu ve eğittiği kişi insandır. Her insan ayrı bir dünya ve ayrı bir kişiliktir. Bunların kalbinde yer edinmeden beyinlerine bir şeyler kazandıramazsınız.
Öğretmenlik araştırma ve okumayı, sürekli gelişmeyi ve dünyayı takip etmeyi gerektirir.
Öğretmenlik öğrencisini tanımadan, psikolojisini anlamadan ve aile yapısını bilmeden yapılacak iş değildir. Meslek değildir.
Bazen geri dönüp baktığımda 26 yıllık meslek hayatımda çok eksiklerimin ve çok yanlışlarımın olduğunu fark ediyorum. Bunları yeni genç meslektaşlarımın yapmamalarını ve kendi dallarında birer uzman ve öğretmenlik kutsiyetini ve fedakarlığını vücudunun her zerresinde hissetmelerini isterim.
Öğrenciyi arkadaş olarak görünüz. Onun ruh yapısını iyi analiz ediniz.
Seviniz, seviliniz. Sevgi her şeyin başı. Sevginizi her zaman gösteriniz. Bu sevgi ile öğrencinin kalbinde yer edinir ve unutulmazsınız.
Derse mutlaka hazırlıklı giriniz. Kendinizi sürekli geliştiriniz. Ayda gerek kendi dalınızla ilgili ve gerekse başka konularda mutlaka bir kitap okuyunuz. Öğrencilerinize de okuma alışkanlıklarını kazandırmaya çalışınız.
Sopa ile derse girmeyiniz. Şiddete asla baş vurmayınız. Bu fiziki veya sözlü olabilir. Buna asla tevessül etmeyiniz.
Beyinlerine girmeden önce kalplerinde yer edininiz. Gönül dünyalarına pencereler açınız.
Öğrencinin geldiği ortamı ve aile yapısını yakından takip ediniz. Her öğrencinizi ailesine kadar tanıyınız.
Öğrencinizin ailesi ile yakın diyaloğa giriniz. Her öğrencinizin evine mutlaka bir kez gidiniz.
Asla aşağılayıcı söz ve lakap takmayınız veya kullanmayınız. Öğrencinizi diğer arkadaşlarının yanında küçük düşürmeyiniz.
Verdiğiniz her ödevi mutlaka kontrol ediniz.
Öğrencinizin hayal gücünü geliştiriniz. Hayalleriyle alay etmeyiniz. Unutmayın her insan hayal ettiği sürece yaşar ve bu hayallerin gerçekleşmesi için katkıda bulununuz.
Örnek olunacak kişi olunuz. Hal ve dil birliğiniz bir olsun.
Okumadan ve araştırmadan asla geri durmayınız. Öğrencilerinizi okumaya ve araştırmaya yönlendiriniz.
Özet çıkartınız. Bazen öğrencilerinizden birini kendi yerinize koyarak ders anlatmasını isteyiniz. Öz güven kazandırmaya çalışınız.
Öğrencinizin yanında sigara içmeyiniz.
Kısacası kendinizde görmek istediğiniz olumlu hususları öğrencinize aktarınız. Olumsuzlukları azaltmaya çalışınız.
Bir insan olarak nereden geldiğini ve bir insan olarak neler yapmak istediğini hatırlatınız. Yaratanı unutturmayınız.
On-on beş yıl öğretmenlik yapmadan asla eğitimin geri planı yani pasif eğitimciliğe yani yöneticiliğe başvurmayınız. Geçmeyiniz.
Böylece öğrencinizin örnek alacağı, hayal edeceği ve unutmayacağı birer öğretmen olursunuz. Her zaman hayırlarla yad edilirsiniz. Bu da size her iki cihanda yeter.
Tekrar öğretmenler gününüzü kutluyor, bugün atanacak 15 bin öğretmen ve halen görevlerinin başında bulunan meslektaşlarıma uzun ömürler diliyor, gözlerinden öpüyorum.