Birbirine zıt iki uç noktanın arasında kalırsanız ne yaparsınız?

Koordinasyonunuzu bildiğiniz yoldan sağlarsınız değil mi? Konumuz seçim; 

Yolumuz Hakkari ise, bir de yerel yönetimler hususunda hassas ve yorgun isek (kayyum) damar-kan et ve kemik bütünü oluşturmamız lazım. Madem platonun mağarası ya da kapalı bir havzayız o halde kendi değerlerimizi oluşturmamız lazım. Parti ve ideoloji tartışmasına girmeden beni tanıyanlar yazılarımı ve okuyanlar ne kadar canhıraş bir Hakkari sevdalısı olduğumu bilirler. Bu minval de mücadelem yoğun, gündem sıcak ve sanırım ilk defa Hakkari başıboş bir seçim arenasına hazırlanıyor.

Şimdi yazacaklarımı sokağın diliyle anlatmanın en doğru yol olacağını tahmin ediyorum. Bu şehri nasıl kazanırsınız bilemem ama Hakkari gençliğini göz ardı ederseniz onlara söz hakki tanımazsanız siyasi ideolojiniz ne olursa olsun kazanmanız söz konusu olamaz. Buradan bütün başkan adaylarına seslenmek istiyorum sesim nereden duyulur bilmiyorum ama doğruları konuşmanın bu şehre en güzel yatırım olacağını düşünüyorum. Bu şehir feodal zihniyetin getirdiği gerici zihniyetle gençlerimizin en büyük düşmanı olmuştur. Bu şehirde koca bir gençliğin heba olduğunu görüyoruz maalesef. Kalıcı çözümler olmadığı sürece günü birlik yaşama sunacağınız katkının inanın sizlere bir getirisi olmayacaktır. Seçim zamanlarında hatırlanan bu şehrin insanları aldanmaktan ihanete uğramaktan inanın yoruldular. Bugün burada zenginlerin daha zengin olduğu ve hala zenginleştiği bir tablo var ne yazık ki ortada. Sunulan hizmetin hakkımız olduğu gerçeğini unutmamak gerek bu bizler için sizler tarafından sunulan bir nimetten ziyade hakkımız olanı 21.yüzyılda bizlere süslü görsel şölenlerle sunmanın inanın açıklanabilecek haklı hiç bir tarafı yok.

Bana göre mesele koltuk meselesi değil bu seçimde. Herkesin malûmu Ak Parti ilk defa Hakkari'de bu kadar güçlü bir adayla sahneye çıkıyor. Severiz sevmeyiz fakat bir İsmet Ölmez gerçeği var şu an. Yıllardır yürüttüğü aile şirketiyle beraber Hakkâri'de bir çok gönüle yüreğe dokunmayı başarmıştır. İlk defa bir aday Ak Partiyi Hakkari'de bu kadar güçlü bir duruma konumlandırdı. Evet bu Ak Parti'nin değil İsmet Ölmez'in başarısı olarak kayda geçecektir. Kendisi her konuşmasında siyasetten uzak bir hayat yaşadığını böylesi kirli bir düzende derdinin sadece Hakkari olduğunu dile getiriyor.. Sunacağı projelerle mega bir kentin müjdesini de veriyor. Fakat sayın Ölmez Hakkari'yi yönetmek zordur. 

Neden mi;

Gözyaşıyla sulanmış sokakların ve o sokaklarda çığlık çığlığa kalmış annelerin ahı var. Sorun sadece yereli yönetmekse eğer, bu benim  kişisel düşüncem sizden daha iyi yönetecek kimse yoktur. Ama 1 Nisandan sonra bu şehrin huzuruna bu şehrin günden güne artan ve çocuklarımızı bataklığa sürükleyen madde kullanımına, yasaklanmış doğa harikası yaylarımıza, hala dünyayla tek bağlantımız olan Depin köprüsüne, İŞKUR üzerinden kurumlara alınan ve hala yüzyıl önceki metotla yani benden değilsen yaşam hakkın yok şiarıyla yaklaşan siyasi zihniyetle nasıl başa çıkacaksınız çok merak ediyorum. Bu yazıyı yazarken bir sitem mesajı okudum dağıtımını yaptığınız çeklerle ilgili malumunuz siz bu iyilikleri siyasete atılmadan önce de yapıyordunuz. Ben kendim şahit olmadım fakat anlaşmalı olduğunuz marketlerin fiyatları yüksek tuttukları hakkında duyum almaktayız. Şayet böyle bir durum varsa neden buna engel olunamıyor. 

Gelelim Dem Partiye;

Sıkıntılı bir süreçten geçiyor ne yazık ki, halkın iradesiyle seçilen her başkanı kayyum zihniyetiyle bertaraf ediliyor. Yani şehri nasıl yöneteceklerini bir türlü göremedik son zamanlarda. Hakkari'nin yereldeki asıl sorunlarını en çok Dem Parti yönetimi biliyor. Önünüzde kısa bir süre var, siyasi figürlere  akıl vermek benim işim değil fakat bu şehirde size küsmüş insanlar var. Kaleniz olarak lanse ettiğiniz bu şehrin küskünlerini neden ikna edemediniz merak etmekteyim aslında. İdeolojiyi ve hizmeti ayırt etmek zorundayız. Su cenneti olan bir şehirde hala çamur içmekteyiz. Yıllar önce sözde alt yapısı biten şebeke suyunun akıbetini çok merak ediyorum. Kanalizasyon sorunu yıllardır devam ediyor. En öncelikli konumuz olan deprem ile ilgili nasıl çalışmalar yürüteceksiniz. Tabanınız olmayan ve size oy vermeyecek olan küskün seçmenleri hangi projelerinizle geri kazanacaksınız. Biliyorsunuz siyasette 24 saat çok uzun bir süre... 

Toplumsal hafızamız zaten zayıf. Bu kadar ilkin ve güzelliğin birlikte ivme kazandığı bir ana Hakkari'nin daha önce tanıklık etmediğini yakın tarihimizde de büyüklerimizin anlatımlarından da biliyoruz. İş, aş ulaşım, eğitim, hizmet sağlık ve altyapı... O kadar çok eksiğimiz var ki ve yıllarıdır o kadar yazıp çizip bağırdık ki maalesef sesimiz sümbülün ötesine gitmedi. Şehirleşmenin, modernliğin 21.yüzyıl nimetlerinin en az yirmi yıl gerisindeyiz maalesef. Bizi bu kokuşmuş bataklıktan bu sessiz ve kirli karanlıklardan kurtaracak yegane etmen her kimse benim oyum onadır. Şu realiteye de bir açıklık getireyim herkesin ideolojisine saygım sonsuz. Farkındaysanız bu yazım ve bütün yazılarım boyunca da bir partinin boyunduruğu altına girmedim. Benim derdim memleketle, Hakkarililikle: Bu memlekete bir çivi çakanın her zaman yanında durma sadakatini hep gösterdim. Bu mesele bir parti meselesi değil bir Hakkari meselesidir. Yalnız bu kez parçadan bütüne bireylerden topluma bataklıklardan bindir çiçekli bahçelere yürüme umuduyla oyumuzu kullanalım... Unutmayalım ki başka HAKKARİ yok... Saygılarımla...