Asrın İş insanları Derneği (ASRİAD) geçen hafta yaptığı Hakkari toplantısının ardından 3. Yürütme Kurulu Toplantısını İstanbul'da yaptı.
Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Genel Merkeze bağlı şubelerin katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıya ASRİAD Hakkari Şube Başkanı Hüseyin Korkmaz da katıldı.
Toplantıda “Dünyanın İnsanlık Sınavı” ana teması doğrultusunda değerlendirmeler ve irdelemeler yapıldı.
Toplantıda, küresel sistemin birkaç üye etkisiyle kilitlendiği insanlık adına bu sistemin mutlaka değiştirilmesi ve hakkaniyet zemininde yeniden dizayn edilmesi gerektiği vurgulandı.
Hukukun üstünlüğü, insan hakları, demokrasi gibi kavramlarıın yeniden ele alınması gerektiği vurgulanan toplantıda, ASRİAD'ın var gücüyle bu değişimin destekçisi olacağı kaydedildi.
İş dünyasının sorunları, Türkiye ve dünya ekonomisinin genel durumu değerlendirildiği toplantısa söz alan ASRİAD Hakkari Şube Başkanı Hüseyin Korkmaz, Hakkari'nin temel sorunları, sınır kapılarının durumu ve kente yatırım yapılması için yapılması gereken çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Toplantının sonunda alınan kararlar şu şekilde sıralandı.
" Gazze konusunda hem UCM savcısının talebi hem Adalet Divanı’nın kararı dünyada bir vicdanın nihayet harekete geçtiğini göstermektedir. Ne var ki kararın uygulama yönü Güvenlik Konseyi’ne bağlıdır. Bunun için küresel anlamda tüm vicdanlı hükümetlerin baskı yapacak hale gelmesi acil beklentimizdir.
* Ülkemizin davaya müdahil olması, İsrail ile ticari ilişkilerin kesilmesi olması gereken kararlardı. Ayrıca boykotun daha etkin bir şekilde sürdürülmesini de ASRİAD olarak takdirle karşıladığımızın bilinmesini isteriz.
* Dünya artık bu zulmü taşımaktan yorulmuştur. Acilen yeni bir sistemin şasına ihtiyaç bulunmaktadır. ASRİAD olarak bu değişime destek olmak bizler için bir onurlu bir görevdir.
* ASRİAD olarak ülke ekonomisini değerlendirirken hem küresel konjonktürel dezavantajlar, hem de içinden geçmekte olduğumuz zorluklar hesaba katılmaktadır. Bütün zorluklara rağmen hala güzel işler yapılabileceği düşünülmektedir.
* Halen yaşamakta olduğumuz enflasyon sorunu acil sorunumuzdur. Ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler hiç şüphesiz can yakıcı olmaktadır. Faizler alabildiğine yükselmiştir. Sadece etkili olacağı ümidiyle tahammül edilmeye çalışılmaktadır.
* Kur kontrolünün enflasyon açısından faydalı olması doğrudur ancak, ihracatı rekabetten düşürecek noktaya getirmiş olması da dikkatlerden kaçırılmamalıdır.
*Faizlerin yüksek olması sıcak para akışlarını ve portföy akımlarını hızlandırmıştır. Ancak bu tür sermaye hareketlerinin de derin tahribat yaptığı bilinmektedir. Butür sorunların yeni krizler üretmesine izin verilmemelidir.
* Yüksek enflasyon dolayısıyla bozulan fiyatlandırma davranışları yaşanmaktadır. Bu tür davranışların yeniden dengeye kavuşması için özel programlar devreye sokulmalıdır. Yani toplumsal psikolojinin de yönetilmesi elzem hale gelmiştir.
* Gelir ve servet eşitsizliğinin artması özellikle son 5 yılda maksimum seviyelere çıkmıştır. Bu durum sosyolojiyi de derinden etkilemektedir. Dengelerin yeniden tesis edilmesi için politika üretilmesi son derece önemli bulunmaktadır.
* Asgari ücretli, emekli gibi alt gelir gruplarının durumlarının düzelmesi ve satınalma güçlerinin makul düzeylere gelmesi için ekonominin genel dengeye oturtulması olmazsa olmazdır. Sadece hükümetten ya da işadamlarından talepte bulunmakla bu sorunun çözülmesi mümkün değildir. Yeniden pastayı dengeli olarak büyütecek politikalara ihtiyaç bulunmaktadır.
* Ülkemizde GSYH büyümesi oransal anlamda iyi durumdadır. Ancak, dağılım dengesi büyük oranda bozulmuştur. Böyle bir bozulma toplumsal ahengi de bozmaktadır. Bir an önce yeniden dengeye kavuşturulması gerekmektedir.
* Faizlerin yatırımları durduracak noktaya geldiği aşikardır. Enflasyonun kontrolü için başka çare bulunamadığı düşünesiyle buna mecbur hissediyoruz. Ancak ilk fırsatta faizler düşürülmeli ve bu sadece politika faizinin düşürülmesi şeklinde değil tüm faizlerin düşürülmesi şeklinde tecelli etmelidir.
* 2024 yılında piyasaların daralacağı belliydi. Bu konuda tüm işletmelerin tedbirlerini alması konusunda uyarılarımız da olmuştu. Belli ki önümüzdeki dönemde küçülme devam edecektir. Bu süreçte tüm işletmelerimizin büyük sorunlara sebebiyet vermemesi için, özellikle nakit akış konusunda, finansal yönetim konusunda, çok dikkatli olması gerekmektedir.
* Ülkemizin ihracatı geliştirme konusunda etkin çalışmaları bulunmaktadır. Ancak batı ülkelerinin uyguladığı vize engellemesi politikaları işleri zorlaştırmakta hatta imkansızlaştırmaktadır. Bir an önce vize sorunu çözüme kavuşturulmalıdır.
* Ülkemizin potansiyellerini tekrar ortaya çıkarıp, bölgesel fırsatları iş hayatına kazandırmak için iş birliklerinin artırılması ve iletişimin güçlendirilmesine çalışılacaktır.
* Şirketlerimizin verimliliklerini artırılması ve hızlı rekabet edebilirlik hüviyetine kavuşturulması için dijital imkanların daha fazla değerlendirilmesi amacıyla dijital dönüşüm programlarına öncelik verilmesinin önemli olduğu ifade edilmiştir.