Referandumlar genellikle iktidarlara güvenoyu şeklinde algılanır ve doğru olanı da odur.

16 Nisan 2016 Referandumunda hayır çıksaydı iktidarın erken seçimi kararı alması kaçınılmazdı.

Neyse ki % 51.4  Evet oyu alındı da erken seçim gündemden düştü.

Bu siyasetin bir boyutu.

Gelelim bu referandumun bize ve Türkiye halkına sunduğu bir gerçek var ki artık o da ister referandum olsun, ister yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi olsun Kürt oylarını yanına almayan bir siyasi partinin iktidar olma şansı maalesef bulunmuyor.

Bunu 16 Nisan akşamı en net şekilde bir gazeteci  arkadaşımız NTV seçim programında dile getirdi.

Bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın seçim gecesindeki konuşmalarında Doğu ve Güneydoğu kentlerindeki oylarının artışının Evet yönünde tecelli etmesiyle referandumun kazanıldığını bizzat ifade etmeleriydi.

Bundan sonra ne olacak.

Bizce bundan sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin iyi işlemesi için siyaset yapan ülkedeki bütün partilerin ve liderlerinin yapacağı tek şey kucaklayıcı ve kapsayıcı bir seçim dilinin ortaya konması ve Doğu ve Güneydoğu illeri ile Batı illeri arasındaki gelişmişlik ve ekonomik parantezi yapılacak istihdam ekonomik hamleyle iyice kapatmaları gerekir.

Ötesinde ülkede yaşayan her etnik gruba mensup insanların kendi dillerinde okuyacak, yazacak ve kültürlerini yaşatacak şekilde bir hayatı idame edebilmelerini olanak sağlayacak argümanları devlet sağlamalıdır.

Bu ülkede Türkler kadar Kürtler, Lazlar, Çerkezler,  Aleviler kendi kimliklerini ifade etmelerinde ve gurur duymalarında hiç bir beis görmediğini ifade eden Başbakan Binali Yıldırım'ın seçim konuşmalarında işi fiiliyata dökmeleri gerektiğini ifade etmeliyim.

Doğu ve Güneydoğunun ekonomik yönden hali malum ortada.

İşsizlik diz boyu, fakirlik hakeza öyle.

Yatırımlar en son doğuya geliyor.

Bir zamanlar doğu ve güneydoğuda Kürtçe konuşmak bile zor iken şimdi Mahkemelerde bile Türkçe bilmeyenlere Kürtçe tercüman atanırken, bölge insanın kendi ana dillerini okuyup yazma önündeki engellerin kaldırılması da en doğru olanı.

Bu da seçmeli değil de Kürtçe eğitimden geçiyor.

Bu dediklerim ülkenin bölünmesi değil,i daha da birleşmesine vesile kılacak ve Türklerle Kürtleri daha da kaynaştıracak ve bölgemizdeki olayları bitirecek bir adımdır diye düşünüyorum.

Dedim ya artık iktidar olacak parti veya Cumhurbaşkanı olacak parti liderinin Kürtleri göz ardı etmesi söz konusu olmadığı en son Referandum seçimi  de çok şükür ortaya koydu.

Bu referandumdan herkesin bir ders alacağı muhakkak.

Artık herkes ülkedeki dinamikleri ve halkın hissiyatını okuyarak öylece siyaset yapacağını ortaya koymak zorunda.

Bölge insanının Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden beklentisi çok fazla.

İnşallah bu sistemin ilk Cumhurbaşkanı olarak seçime adaylığını koyacak  ve Cumhurbaşkanı olacak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip  Erdoğan'ın ülkemizin kalkınmasında nasıl imzası varsa ülkemizdeki barış ve huzuru sağlayacak , bölgelerarası dengesizlikleri giderecek ve ülkemizi dünyada sözü dinlenir bir ülke haline getireceğini ümit ediyorum.