Düşünebiliyor musunuz, yaklaşık 9 yıl önce kurulan Hakkari Üniversitesi’nin yerleşkesinin neresi olacağını bugün hala tartışıyoruz.

Hala Rektörlük heyelanlı bir arazide Belediyece ruhsatı dahi alınmamış, ötesinde  inşaatı dahi bitmemiş bir binada hizmet versin.

Bu duyulmuş, görülmüş iş midir sizce?

Bu bir şehre bir bilim yuvasına yakışıyor mu?

Üstelik bir önceki dönem rektörü, üniversitedeki hocaların yüzde yetmişine mobbing uygulayarak, öteleyerek Hakkari'de hizmet görmelerini engellemiş, koskoca Üniversitede öğretim elemanı sayısı (Prof. Doç. Dr.) unvanlı akademisyenler bir elin parmağı kadar kalmıştı.

Bu da yetmemiş üniversitenin bazı bölümlerini kapatmış, Hakkari Üniversitesini tercih eden öğrenci sayısı da düşmüş, tabii bundan en büyük zararı da Hakkari halkı görmüştür.

Bunun akabinde yine önceki rektör (ki burada ismini anmaktan hicap duyduğum için ismini yazmak istemiyorum) tarafından arazi heyelanlı diye Hakkari Üniversitesinin il merkezinden Yüksekova İlçe merkezine taşınması kararı alması olaya tuz biber eklemiştir. Yani böyle başlayan bir hizmete böyle bir final yakışır demiştir.

Tabii o kadar uyarmamıza rağmen heyelanlı bir yeri seçen  Hakkari Üniversitenin Kurucu Rektörü Prof. Belenli'nin  hesabı öbür dünyaya kalmış gibi görünüyor!

Ki, o araziyi satan, aracı olan, orayı uygun gören zamanın Belediye Başkanı, Valisi de aynı durumda Hak’kın ve halkın sitemine her zaman muhatap olacaklar.

İşte dün görüştüğüm Hakkari Üniversitesinin yeni Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş'e de bu durumu izah ederken Rektör'ün heyelanlı olan araziye  artık bina yapmayacaklarını, buraları ağaçlandıracakları, Üniversitenin hazineden heyelanlı araziye bitişik yerde aldığı yüzlerce dönüm arazi üzerinde Üniversite yerleşkesini inşa edeceklerini ifade etti bize.

Üstelik eğer kendisi kurucu Rektör olsaydı Hakkari kentinin her köşesinde Üniversiteye ait birer eğitim tesisi açarak Butik Üniversite tabiri ile Hakkari'nin her bölgesinde eğitim gören ve her köşesini eğitim yuvası olacak şekilde bir tesisleşmeye giderek kentin kalkınmasına ve imarına da aktif bir şekilde katılacaklarını ifade etti.

Ayrıca Prof. Pakiş, en geç yıl sonuna kadar Hakkari Üniversitesinde görev alacak en az 100 öğretim elemanı alımını sağlayarak bu alandaki boşluğu giderip, hem öğrenci sayısını  artırmayı, hem yeni bölüm açmayı hedeflediklerini belirtmesini olumlu bulduk.

Tabii bu arada biz de hocamıza alınacak yeni akademisyenler arasında ve okutmanlar arasında Hakkarililere de yer vermesi hususunu dile getirdik, kendisinin de buna olumlu baktığını, tabi şartlar elverdikçe Hakkari'ye katkı sunacaklarını söyledi.

Ötesinde 9 yıldır faaliyette olan ve öğrenci mezun eden bir üniversitenin ulusal ve uluslararası bir yayımlanmış eserinin de olmaması ayrıca hayıflanacak bir durum olduğunu da burada dile getirmeyi  unutmamak ve hocamıza hatırlatmak isterim.

Ha, bu arada Prof. Pakiş hocamız  TOKİ  tarafından iptal edilen 1 ve ikinci etap yerine yeni bir ihalenin yapılacağını, inşaat süresince Rektörlüğün de Merzan Mahallesindeki misafirhane olarak inşa edilen Rektörlüğe ait binada hizmet vereceklerini söyleyerek heyelanlı yerde inşa edilen binada hizmet vermekten imtina etmelerini önceki Rektörlere gönderme olarak algıladığımı belirtmek isterim.

Umarım yeni Rektör Prof. Pakiş  Hocamız; eski rektörlerin bu kentte verdikleri zararları gözönünde bulundurarak  ona göre bir yol haritası çıkarır.

Demem o ki başkente ne kadar uzaksanız işleriniz o kadar geç sonlandırılıyor.

Önceki dönem rektörüne kefil olan Ak Parti eski İl Başkanı O.K. ve diğer akademisyenler ile sendikacılar herhalde bir daha böyle önemli bir görev için gerek YÖK'ü ve gerekse diğer yetkilileri  yanıltacak şekilde kefil olmaz ve kulis yapmazlar.

Yeni Rektör Prof. Ömer Pakiş hocamıza bu vesile ile görevinde başarılar diliyor Hakkın ve Hakkarililerin yanında olacağını ümit ediyorum.