Her yıl 24 Kasım günleri öğretmenler günü olarak kutlanılır.

Öğretmenlik mesleğinin kutsalı üzerinden demeçler verilir, öğretmenlerin gönlü alınır, onlar bir güzelce taltif edilir vesselam.

İnsanoğluna bilgiyi öğreten ve hakikaten kutsal olan bu meslek erbabına ülkemizde ne yazık ki hem maddi açıdan hem manevi açıdan gereken değer verilmez oldu son yıllarda.

Öğretmen yetiştiren okul sayısında artış olması, her branşta nitelikli değil de sayısal olarak öğretmen çok sayıda öğretmen yetiştirilmesi hedef alındığından ne yazık ki bölümlerinden mezun olan öğretmenlerin birçoğu işe yerleşemiyor, yıllarca boşta kalıp üniversiteli mezun işsizler sınıfına dâhil olup topluma yararlı birey olamıyorlar maalesef.

Şimdi başlıkta yazdım ya ‘’Benim babam da öğretmendi’’ bu günkü öğretmenleri görünce babanın ilkokulda ve liselerde Hakkâri kentinde ve ilçelerinde mezun olur olmaz atanarak ders verdiği heyecanı düşünüyorum.

Acaba şimdi mezun olup ta yıllarca atanamayan öğretmenler belli bir yıl sonra atanınca yeniden ders verme heyecanı yaşıyorlar mı?

Yoksa her şeyin ateş pahası olduğu öğretmen maaşlarının günün şartlarına göre düşük olduğu bir zaman diliminde yıllarca sürünüp te sonra atanan öğretmenler dersleri hakkıyla veriyorlar mı?

Babam rahmetli İbrahim Hatipoğlu Hakkâri’nin ilk yerli öğretmenlerindendi.

Tıpkı aynı dönem mezun olan Adil Erdoğan amcam ile Mecit Çetin amcam gibi.

Onlar katır sırtında Hakkâri’den Van’a gidip, Van’dan da Diyarbakır Öğretmen okuluna henüz ilkokulu yeni bitirmiş 12 yaşında çocuk olarak gidip 6 yıllık öğretmen okulunu başarı ile bitirerek memleketlerine ilkokul öğretmeni olarak dönmeleri ve son yılda Hakkâri-Van yolunun araç geçişine açılarak Başkale ilçesinden zamanın Kaymakamının aracını genç öğretmenlere tahsis etmesiyle bir gece yarısı Hakkâri kentine varmalarındaki heyecanı, coşkuyu ve sevinci anlatılamaz.

Babam ilk görev yerini annesinin daha kendisi 2-3 yaşındayken kaybettiği eşinin acısına dayanamayarak memleketi çukurca ilçemize giden annesinin peşinden 4 yıl süreyle Çukurca’da ilçesinde görev yaparak adeta annesine teselli verdi, onu gururlandırdı.

Babam 16 yıllık öğretmenlik hayatında sırasıyla Başöğretmenlik, Halk Eğitim Müdürlüğü ve daha sonra 2 yıl daha okuyarak Lise Edebiyat öğretmeni oldu.

Bütün bunların yanı sıra Hakkâri kentindeki insanlara nasıl daha faydalı olabilirim, Hakkâri kentinin kalkınmasında nasıl faydalı olabilirim hususları üzerinde kafa yormaya başladı zamanla.

Bu çalışmalar neticesinde Hakkâri kentinin sorunlarını ilgili makamlara ulaştırmada, çözüm yollarını üretmede çalışmak için kutsal öğretmenlik mesleğinden istifa ederek Hakkâri kentinde yerel Gazete çıkarmaya ve ardından siyasete atıldı.

İl kurduğu gazetenin adı Uyanış idi. Yıl 1967

Daha sonra ilde bulunan iki gazete sahibi ile anlaşarak ilk ortak gazete olan Hakkâri Sesi gazetesini çıkardılar. Yıl 1969

Daha sonra Hakkâri’nin ticaret ve zanaat erbabının ildeki ticareti geliştirmesi, sanayinin gelişmesi için o zamanlar ülkemizin birçok milinde kurulu bulunan Ticaret ve Sanayi Odasının Hakkâri’deki kurucularından ve ilk başkanı oldu. Yıl 1972 Ardından siyasette de yer alarak Demokrat Parti’den Senatör adayı oldu. Yıl 1973.

Ardından 1977 yılında MSP İl Başkanlı ve 12 Eylül itibarı ile de 10 yıllık siyasi yasaklı oldu.

1977 ve 1978 yıllarında ise dışarıdan Hakkâri Lisesine ve Ticaret Lisesine dışarıdan Edebiyat derslerine girerek edebiyat derslerinin boş geçmemesi için tekrar ücretli öğretmenlik yapsa da, bu tarihten sonra bir daha öğretmenlik yapmayacaktı.

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak kentimize, biri Hakkari Merkezde, d,ğer, Yüksekova ilçesinde olmak üzere 2 adet 12 derslikli okulun özel sektör olarak yapılmasına vesile oldu. 

-Hakkâri il merkezindeki TOBB İlköğretim Okulu ile Yüksekova ilçesindeki Sabancı İlköğretim Okulu.

Ardından TOBB kongrelerinde Hakkâri adına sürekli konuşmalar, Hakkâri’nin kalkınması ile ilgili Ankara’da başta zamanın Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan ve ilgili Bakanlara gazetesindeki köşesinde ve TSO Başkanı olarak yazılı istek ve öneriler her daim yazıldı ve konuşuldu.

Hakkâri kentinin ilk sanayi tesis olan Özel-Kamu İşbirliği’nin güzel bir örneği olan HİSAŞ fabrikasının temelleri atılarak ilin kültürel hayatına ve ekonomisine katkıda bulunarak şirketin kurucular kurulu ve ilk yönetim kururlu üyesi oldu.

İyi bir eğitimci, iyi ve doğru bir siyasetçi, iyi bir babaydı.

Öldüğü 1993 yılının Şubat ayına kadar da Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve kurduğu ilk yerel gazetelerden biri olan Yeni Hakkari Gazetesinin sahibi ve Başyazarı idi.

Ruhu şad olsun.

Nezdinde tüm Öğretmenlerin Öğretmenler günün kutluyor, ayrıca Öğretmen olan Ağbilerim Aziz ve Recep ile Kardeşim Celal Hatipoğlu ve dayılarım Nurettin ve Cahit Güzel’de saygı ve sevgi ile yad ediyor, onlarında bu mutlu günlerine ortak oluyorum.