14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine bir aydan kısa bir süre kaldı.

Gerçi Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde parlamenterin bir esamisi kalmadı, lakin olsun hem dokunulmazlığı güzel hem de maaşı.

Öyle ki devlet kurumlarında geçici işçi kadrosunda olan bir vatandaş bile sırf ismi çıksın veya aday olduğu siyasi parti iktidara geldiğinde bir menfaat söz konusu olsun diye ve ötesinde ilkokul mezunu olsa bile diğer şartları tuttuğunda v e aday başvuru bedelini yatıracak kadar parası olsa hemen milletvekilliği aday adaylığına baş vuruyor.

O yüzden ister büyük kentlerde olsun ister taşra kentlerinde her partiye en onlarca hatta yüzlerce aday adayı başvurusu yapılıyor.

Neyse asıl konumuza geçelim.

Ülkemizin bu seçimi çok ama çok önemli.

Çünkü ya şu an tabiri caiz ise denemekte olduğumuz ve ülkemiz için hiç de iyi sonuçları olmayan ve gerek ülkede büyük sıkıntı yaratan ve halkın gitgide daha yoksullaşmasına yol açan yüksek oranlı enflasyonist baskı ve hayat pahalılığına ve büyük oranlı yolsuzluk, hukuksuzluk ve adam kayırmacılığa   neden olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini yeniden işbaşına getireceğiz;

Ya da gene eskisi gibi parlamenter sisteme geçip yolsuzluk, hukuksuzluk ve liyakatsizliğin olmadığı yolsuzluk yapanın yanına kar kalmadığı şeffaf denetlenebilir insan haklarına saygılı insanlarımızı ayrıştırmayan bir sistemi getireceğiz.

Karar seçmenin ve tabii ki partilere bu konuda büyük görev düşüyor.

İşte son dakika olarak çarşamba günü Millet ittifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’ni TBM Meclisindeki parti grubunda ziyaret ederek görüşmesi neticesinde HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın açıklama yaparak Cumhurbaşkanı adayını çıkarmayacaklarını deklare etmeleri kamuoyunda olumlu yankılanmıştır.

Bu demek oluyor ki eğer ülkenin doğusunda ve batısında yer alan HDP sempatizanları, parti üyeleri bir değişim ve dönüşüme destek sağlama konusunda partisinin gösterdiği iradeye kayıtsız kalmayarak Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek destekleyeceklerdir.

Evet ülkemiz hakikaten yeni bir değişim ve dönüşüm için yol ayırımındadır.

Yukarıda da değindiğim gibi ya şu anki her türlü yolsuzluk, usulsüzlük, hukuksuzluk, adam kayırmacılık hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk ve tek adam hegemonyasını kabul edip bu sitemin devamı için oy verecekler;

Veya insan haklarına saygılı kimseyi ötekileştirmeyen, yolsuzluk, hukuksuzluğu kabul etmeyen insanca yaşam için ve hayat şartlarının iyi olduğu emeğiyle geçinen insanların sabahın köründe ucuz gıda kuyruklarında beklemeyen, emekli olduklarında emekli maaşlarıyla başlarını sokacak bir ev alabilen mesut mutlu insanlar olarak yeni bir iktidar yeni bir heyecan yeni bir yüz ve ötesinde insanlara hakaret etmeyen bir devlet büyüğü görmek istiyorlarsa ona göre oy verecekler.

Tercihler böyle.

İlk tercih Cumhurbaşkanlığı sisteminin devamı, ikinci tercih ise yeniden parlamenter sisteme geçişin ve iktidar tarafından yapılan yanlışların eleştirilebildiği, işbaşındaki hükümetin ve üyelerinin vatandaşın emrinde olduğu bir sistem olacaktır.

 HDP’nin son çıkışı bence 14 Mayıs seçimini değiştirecek bir adım olacaktır.

Güzel ülkemizin insanlarının mutlu müreffeh yaşaması hiç kimsenin gelecek kaygısı yaşamaması işbaşındaki siyasilerin halktan aldığı yetkiyi yine halkın tercihleri doğrultusunda görev ve yetkilerini başkasına devredecek 14 Mayıs seçimlerine gölge düşürmeyecek şaibe yaratmayacak bir olgunlukla seçimlerin yapılması en büyük dileğimizdir.

Çünkü bu ülkede yaşayan tüm halklar kardeştir ve Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana meydana gelen tüm ayrıştırıcı ve halkları birbirine kırdırıcı hareketler maalesef başarılı olamamıştır, ülke halkları ayrışmaya prim vermemiş seçimle gelen seçimle gitmiş, gitmesini bilmiştir.

Böyle olmuş, böyle olmasını da arzu ediyoruz.