Ülkemizde hayat daima pahalı olmuştur.

Artık hemen her gün her şeye zam gelmekte, yaşam adeta çekilmez hale gelmektedir.

Artık faizlerde yükseldiği gibi dolar Euro ve altın aldı başını gidiyor.

Hükümet memur ve işçiye yüzde yüz zam yapsa bile iki ay sonra paramız bu enflasyonist ortamda maalesef pula dönüyor.

Devletin hazinesi maalesef tam takır kuru bakır.

Bu işin vatandaşın günlük yaşantısından kesitler.

Bir de, vatandaşın kurumlarla ilişkileri de artık sorunlu hale gelmiş bulunuyor maalesef.

Bazı kurumlar bölgemizdeki- ki artık son 10 yıldır huzur ortamı var- olamayan terör konusunu bahane ederek serbest rekabet ortamı ve devletin hazinesine katkı sağlayacak ihalelerde indirim yapılmasını ve işi en iyi firmaya verme hakkından vazgeçerek ihale kanununun 21/b maddesine sığınarak işleri vermekteler.

Bu da hem iş adamları arasında ayrımcılığa, hem de haksız duruma yol açıyor ve vatandaşın devlete karşı olan güvenini sarsıyor.

Bir de vatandaşın günlük ihtiyacında en önemli yer tutan elektrik sorunu var ki, bu sorun yıllardır sürüp gidiyor ve çözümünü de hükümet bir türlü yerine getirmiyor.

Bölgemiz ülkemizin en fakir ve gelişmesi en geri kalmış bir bölge.

Ne fabrikası var, ne de ülke ekonomisini etkileyecek önemli bir metası.

Hal böyle olunca soğuk ve çetin geçen kış koşullarında başta ısınma olmak üzere elektrik sarfiyatı çok yüksek oluyor.

Ta 1990’lı yıllarda bölgede yaşanan olaylardan sonra köylerimizin önemli bir kısmı boşaltıldı, insanlarımız mağdur edildi ve kendi kaderlerine terk edildi.

İşbaşındaki hükümetler buna rağmen ne elektrik sarfiyatında ne de su sarfiyatında bir indirim uyguladılar.

Ülkede olduğu gibi bölgenizin bir kısmında da hiç tasvip etmediğimiz bir kaçak elektrik kullanımı söz konusu oldu.

Hükümetler elektrik dağıtım şirketi kendi ellerindeyken vatandaşı mağdur etmeden, fakat yine de cezai işlem uygulayarak kaçak elektrik kullanımını önlemeye çalıştılar.

Ne zamanki devletin elindeki elektrik dağıtım şirketleri özelleştirildi, o zaman bu işi üstlenen firmalar maalesef yüklü miktarda ceza kesmeye başladılar.

Biz vatandaş kaçak elektrik kullanımını önleyecek tedbirleri hükümetin almasını beklerken hükümet sadece hiç geliri olamayan haneler için aylık 200 liralık bir destek sağlamasını yeterli bulmadığımızı ifade etmek isterim.

Hükümet bölgedeki halkın sosyo-ekonomi durumu ve gelir durumunu göz önüne alarak elektrik tarifelerini yeniden düzenleyebilir ve en az % 50 oranında bir indirim uygulaması cihetine gidebilir.

Ötesinde yukarıda da değindiğim gibi elektrik dağıtım şirketleri (bölgemizde Vedaş) vatandaşa kaçak elektrik cezası uygulamasında 15-20 bin lira gibi fahiş bir ceza uygulaması yapmasını bir servet transferi ve sermaye yaratma olarak gördüğümüz, vatandaşı mağduriyetten öte fakirleştirmeyi hedef aldığını söyleyebilirim.

Evet, kaçak elektrik kullanmasın hiç kimse.

Kaçak kullanımı en az seviyeye inmeli vatandaşın buna tamah etmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Lakin iktidar, artık hayatın vazgeçilmezi olan elektrik kullanımını ucuzlatacak politikalar üretmeli, vatandaşın elektrik sarfiyatını sübvanse edecek ekonomik adımları atmalı diye yüksek sesle söylemek istiyorum.

Umarım hem hükümet hem özel firmalar vatandaşın sıkıntılarını görmezden gelmez, Enerji Bakanlığı bu işe çözüm bulmalı diyeceğim lakin, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yönetildiğimiz için son karar mercii olan Cumhurbaşkanımızın bu işe el atmasını bekliyoruz.