OVP'nin en çok tartışılan başlıklarından biri, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) oldu.
TES'in tartışma yaratmasının nedenleri ise katılım zorunluluğu getirileceği, çalışanlar için maaş kesintisi olacağı, sistem için kaynağın kıdem tazminatı olabileceği riski taşıdığı iddiaları.
Milyonlarca çalışanı ilgilendiren bir tasarruf modeli olan TES, OVP'de, "işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşecek bir sistem" olarak tanımlandı.
TES'in çalışan, işveren ve devlet katkılarıyla oluşturulan bireysel emeklilik hesapları üzerinden yürütülmesi ve otomatik katılım prensibine dayanması öngörülüyor.
Daha önceki iki OVP'de de yer alan TES'in 2025'in son çeyreğinde yürürlüğe gireceği açıklanmıştı.
Son OVP'ye göre ise TES, 2026'nın ikinci çeyreğinde hayata geçirilecek.
Peki TES çalışanlar için ne anlama geliyor; emeklilikte anlamlı bir ek gelir sunabilir mi, bu sistemle kıdem tazminatı kalkıyor mu?
'Yüzde üç maaş kesintisi, zorunlu katılım'
TES henüz Resmi Gazete'de yayımlanmadı ve sistemle ilgili resmi bir metin yok.
Hükümet yetkililerinden de sistemin ayrıntıları ya da planlaması ile ilgili henüz detaylı bir açıklama yapılmadı.
Bu nedenle TES ile ilgili ayrıntılar da hükümete yakın kaynakların verdiği bilgilerle v basına yansıyan detaylarla sınırlı.
Bu kaynaklar, TES'in mevcut bireysel emeklilik sisteminden farklı olarak zorunlu katılıma dayalı olacağını, çalışanların en az 10 yıl sistemde kalmak zorunda olacağını, çalışanların maaşlarından yüzde üç oranında kesinti yapılacağını, işverenlerin de sisteme katkı sunacağını, fona devlet katkısının yüzde 30 olacağını söylüyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aralık 2023'te yaptığı bir konuşmada, "kamu sisteminin yanı sıra BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) ile birlikte emeklilere daha iyi şartlar sunmayı" hedeflediklerini söylemişti.
Yılmaz bu noktada, motivasyonlarını ise "makro tasarruf oranlarını artırmak" olarak açıklamıştı.
BES'ten farkı ne?
TES de Türkiye'de 2003 yılında uygulamaya geçen BES'e dayanıyor.
BES ile çalışanlar her ay maaşlarının yüzde üçünü özel sigortacılık sektörüne aktarıyor, diledikleri zaman da sistemden çıkabiliyorlar.
2013 yılında yüzde 25'lik bir oranla başlatılan devlet katkısı, 2022'de yüzde 30'a yükseltildi.
2017 yılında ise Otomatik Katılım Sistemi (OKS) getirilerek özel sektör çalışanları sisteme dahil edildi.
Emeklilik Gözetim Merkezi istatistiklerine göre Ağustos 2025 itibarıyla Bireysel Emeklilik ve Otomatik Kayıt Sistemi'nde toplam katılımcı sayısı 9 milyon, sözleşme sayısı ise 12 milyon civarında.
Merkezin topladığı verilere göre toplam fon büyüklüğü ise Ağustos ayında 1,3 trilyon TL idi.
Uzmanlar TES için ne diyor?
BBC Türkçe'ye konuşan Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri öğretim üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, TES'in "sosyal güvenlik sisteminin sorunlarını çözmek ya da insanların refahını artırmak" amacı taşımadığı görüşünde.
Prof. Dr. Aziz Çelik'e göre sistemle amaçlanan, "finansal piyasalara kaynak sağlamak" ve "mali piyasalarda derinliği arttırmak".
TES'i savunan Türkiye Sigorta Birliği ise sistem ile birlikte Türkiye'de emekli fonlarının büyüyeceğini, bunun da daha fazla tasarruf anlamına geldiğini vurguluyor.
9 Eylül'de CNBC-e televizyonuna konuşan Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez, bireysel emeklilik fonlarının Gayri Safi Milli Hasıladaki (GSMH) payının yüzde dört olduğunu, bu oranın yüzde 40 seviyesine çıkmasını arzuladıklarını söyledi.
Türkölmez TES ile birlikte bu payın büyüyeceğini belirtti.
Türkiye Sigorta Birliği'ne göre bireysel emeklilik fonlarının Gayri Safi Milli Hasıladaki (GSMH) payı yüzde 4Kaynak,Reuters
Fotoğraf altı yazısı,Türkiye Sigorta Birliği'ne göre bireysel emeklilik fonlarının Gayri Safi Milli Hasıladaki (GSMH) payı yüzde
BBC Türkçe'ye değerlendirmede bulunan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Prof. Dr. Güven Sak da normal şartlarda böyle bir mekanizmanın tasarrufları artırabileceğini kabul ediyor.
Ancak Prof. Sak'a göre, "enflasyonla mücadeleye ilişkin bir program yürütülürken ve bunun etkilerini toplumun tüm kesimleri hissederken", bu mekanizmanın getirilmesi uygun değil.
Sak, TES'in işçilerin eline geçecek net tutarı etkileyeceğini, işçilerin gelirlerini düşüreceğini savunuyor ve ekliyor:
"Enflasyonla mücadeleye ilişkin bir program yürütülürken, bunun etkilerini toplumun tüm kesimleri hissederken ve bu programın yapısal bir takım adımlarla, reformlarla desteklenmesi gerektiği ortadayken, başarılı olması için yapılması gereken ilk adım tamamlayıcı emeklilik sisteminin tasarlanması değil."
Emeklilere ek gelir olabilecek mi?
Prof. Dr. Aziz Çelik, TES'in sosyal güvenlik amacı taşımadığı, sistemin ana amacının "mali piyasalarda derinliği arttırmak" olduğu görüşünde.
Çelik, "Emeklilik meselesine finansal piyasa meselesi olarak bakılamaz. Emeklilik kamusal bir meseledir" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Gelirleri yüksek olan insanlar zaten bireysel tasarruf yaparlar. Tasarrufun artırılması için insanların gelirlerinin artması gerekiyor. Sosyal güvenliği artırmak için sosyal güvenliği özel fonlara aktarmak bir özelleştirme girişimidir, riskli bir girişimdir."
Çelik'in hesaplamalarına göre bir çalışanın TES ile hak kazanacağı yaşlılık aylığı "ikinci bir maaş" olamayacak kadar düşük.
Mevcut sosyal güvenlik sisteminde emeklilik için, çalışanların maaşlarından yüzde 20 oranında prim kesintisi yapılıyor.
Bu kesintiyle bugün en düşük emekli maaşı 16 bin 881 TL, ortalama emekli maaşı ise 20 bin TL. civarında.
Türk-İş Konfederasyonu tarafından her ay düzenli yapılan Türkiye'de Açlık ve Yoksulluk Araştırması'na göre Ağustos 2025 itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 27 bin TL, yoksulluk sınırı ise 88 bin TL olarak hesaplandı.
'Piyasalardan etkilenme riski'
Kamu emeklilik sisteminin emeklilere yeterli aylık veremediğinin altını çizen Çelik'e göre aslında yapılması gereken "sosyal güvenlik sisteminin emeklilerin refahını sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve aylıkların yükseltilmesi".
Bununla birlikte kamunun sosyal güvenlik sisteminin çalışanlara belirli bir aylık garanti ettiğini söyleyen Çelik, "TES ile böyle bir aylık garantisi söz konusu olmayacak. Bunun olabilmesi için yüksek getirili fonlar olması gerekiyor ancak bu da risk barındırıyor" diyor ve şirketlerin düşük riskli portföylere yöneleceğini savunuyor.
Prof. Dr. Güven Sak da emeklilik maaşlarının BES gibi prim hesabıyla hesaplandığını, bunun kamu harcamaları ile ilgili politikaların sonucu olduğunu söylüyor.
Sak, normalde emekli maaşının finansal piyasalardaki dalgalanmalardan etkilenmediğini belirtiyor ve son tartışmalar ışığında bir noktanın altını çiziyor:
"Ama bu sefer etkilenecek bir portföy olursa, faizler artarsa, borsa düşerse onun sonuçları da ortaya çıkacak tabii ki getirilerde. Amerika'ya benzer bir durum olur."
Kıdem tazminatı tartışması
Prof. Dr. Aziz Çelik, TES'in kıdem tazminatı ile ilişkili olduğunu ve sistemin bu hakkın kaybına neden olabileceğini savunuyor.
1475 sayılı İş Kanunu'na göre çalışanlar, çalıştıkları her yıl için bir aylık maaşları kadar tazminat hakkına sahip oluyor. Bu tazminat işten çıkarıldıklarında verilebileceği gibi emeklilikte de toplu olarak verilebiliyor.
2010 yılından bu yana hükümet programlarında "Kıdem Tazminatı Fonu" kurulması hedefinin bulunduğunu belirten Çelik, TES için bir kaynağa ihtiyaç olacağını, bu kaynağın da kıdem tazminatı olacağını iddia ediyor.
Çelik'e göre BES, maaş kesintisi olması ve uzun yıllar prim ödedikten sonra kazanılacak aylığın düşük kalması nedeniyle çalışanlar için cazip değil. Bu yüzden TES ek prim kesintisine ihtiyaç duyacak.
Ancak ek kesintiler işveren açısından maliyetin artması ve işçi açısından da gelirin düşmesi anlamına geliyor.
Çelik, "Çeşitli senaryolar var bu konuda, hangisinin doğru olduğunu bilmiyoruz. Ama, kıdem tazminatının işverene aylık prim yükü şu anda yüzde sekiz civarında. Bunun bir miktarını TES kesintisi olarak kullanmayı düşünüyorlar. Başka bir kaynak gözükmüyor" diyor.
Prof. Dr. Güven Sak da TES'in kıdem tazminatını içermesinin büyük tepki ile karşılanacağını söylüyor.
Sak, mevcut ekonomik durumda böyle bir sistemin uygulamaya konmasının uygun olmayacağı görüşünde.
Hükümetten bu konuda resmi bir açıklama yapılmadı.