Hakkari’de bulunan yaz ve kış mevsiminin bir arada yaşandığı Cilo Dağları, eşsiz doğası ve bozulmamış yapısıyla değişik etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Milli Park ilan edilen Hakkari'deki Cilo Dağları yurtiçi ve yurdışından gelen binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Her gün kafileler halinde gelerek Türkiye'nin en yüksek ikinci zirvesi olan 4 bin 135 rakımlı "Uludoruk" ile eteklerindeki buzulları gezen doğaseverler ve fotoğraf tutkunları, bölgede kamp kurup fotoğraf çekerek eşsiz manzaranın tadını çıkarıyor.
Zirvelerinde dört mevsim boyunca erimeyen kar ve buz örtüsü bulunan, vadilerinde rengarenk çiçekler açan bölgenin güzelliklerini keşfetme imkanı bulan ziyaretçiler, çektikleri fotoğrafları ve görüntüleri sosyal medya hesaplarından paylaşarak kentin tanıtımına da katkı sağlıyor.
Bu ziyaretçilerden biri de İzmir'den gelen Solin Şemci, Cilo Dağlarına çıkarak İspanyol müziği eşliğinde Flamenko dansı yapan Solin Şemci, bölgedeki güzelliklerin büyüleyici olduğunu söyledi.
Dans etmeyi çocukluğumdan beri sevdiğini belirten Şemci, dansın doğadaki seslerin, renklerin uyumu ve bedenin bu ritme ayak uydurması hali olduğunu ifade etti.
Flamenko dansı İspanyol müzikleri ve filmleri ile ilgilendiğini kaydeden Solin Şemci, " İlk önce Kürt halk dansları “Govend " ile başladım. Flamenko dansı İspanyol müzikleri ve filmleri ile ilgimi çekmeye başladı.Carlos Saura' nın filmleri, Kanlı Düğün, Carmen, Flamenko ve Tony Gatlif'in Vengo filmlerinden etkilendim. 2021 yılında İzmir flamenko atölyesinde dans eğitimi almaya başladım. 3 yıldır bu dansı severek yapıyorum. Flamenko benim için duygularımın isyana dönüşüp bunu bedende vücut bulma halidir. Dansın yanında doğa aşığı bir insanım" dedi.
Hakkari'deki doğal güzelliklerin büyüleyici olduğunu ifade eden Şemci, "2022 yılında Hakkari’ye gezmeye gelmiştim ama doğasına doyamamıştım ve eksik kalan his beni tekrar buraya getirdi . Colemêrg; Cilo spîxane, Mergan yaylası, Cennet Cehennem vadisi, Kehê Şelalesi, Şitazin Köyü, Orê Şelalesi, Serpêl, Sümbül dağı, Şîne Dağı ve bu dağların arasından dans ederek akan “Ava Zê(Zap Suyu) suyun büyüleyici bir resim gibi. Hep bir başına ve özerk kendini ve dilini korumuş bir şehir olan Hakkâri yüksek dağları üzerindeki kayalıkları sanki bir heykeltraş tarafından biçimlendirilmiş heykeller gibi insan yol boyunca bu manzaradan gözlerini alamıyor. Doğayı gezdiğimde farklı bir ruha bürünüyorum içimden bir dans etme hissi geldi ve doğalında böyle görüntüler ortaya çıkabiliyor" şeklinde konuştu.