İranlı şair Muhammed Müşerref Azad Tehrani; “Füruğ bir cesaret örneğiydi. Riyakârlığın, taassubun, yalanın karşısında durmak ve insanın bütün bunlarla insan olduğunu ve kadının da bir insan olarak bu dürtüleri taşıdığını söylemek istiyordu” der.
İranlı şair Muhammed Müşerref Azad Tehrani; “Füruğ bir cesaret örneğiydi. Riyakârlığın, taassubun, yalanın karşısında durmak ve insanın bütün bunlarla insan olduğunu ve kadının da bir insan olarak bu dürtüleri taşıdığını söylemek istiyordu” der.
Füruğ şairliğinin yanında iyi bir hak savunucusu ve aktivistti de. Şimdiki mollalar rejiminde olduğu gibi Şah dönemi de acımasızlığıyla ün yapmıştı. Şah’ın acımasızlığıyla 12 muhalif aydın hakkında idam hükmü verilir. O yıllarda bir röportaj çerçevesinde İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci İran’a gider. Füruğ, o 12 aydın için bir mektup verir Bertolucci’ye ve bu vesileyle olay uluslararası kamuoyunca da duyulur. Füruğ sayesinde o 12 muhalif aydın Şah’ın idam mangalarının infazından kurtulmuş olur.
İranlı ünlü şair Ahmed Şamlu Füruğ’u anlatırken; “Genç bir isyancıdan kalanı aramak isteyenlerin dağın dergâhına, denizin ve otların eşiğine gitmeleri gerek” derken, Furûğ’un anısını ve dizeleri ile şiirlerini işaret eder.
Füruğ Ferruhzad henüz 32 yaşındayken şaibeli bir trafik kazasıyla öte yakaya göçerken; ne hüzündür ki cenazesi iki gün bekletilir. Gömdürmezler “günahkâr...” diyerek. İkinci günden sonra yazar Mehrdad Samadi’nin çabasıyla cenaze namazı kıldırılıp defin edilir.
Haşim Hüsrevşahi; “Füruğ öldüğünde bütün kadınların aslında dili kesilmiş olur” der.
işte o dili kesilenlere şiirlerinden;
Kurma Bebek
çok daha fazla, ah evet
çok daha fazla, susabilir insan
saatlerce
ölülerin bakışları misali kıpırtısız bakışlarla
bir sigara dumanına dalabilir insan
bir fincanın biçimine ya da
renksiz bir çiçeğe, bir halıya
düşsel bir çizgiye, duvara
kuru pençelerle
olduğu gibi insan yerinde durabilir
perde kenarında, ancak kör, ancak sağır,
haykırabilir insan
korkunç yalancı, korkunç yabancı bir sesle
‘seviyorum’ diye
bir adamın güçlü kolları arasında
güzel ve sağlıklı bir dişi olabilir
deriden sofra bir gövdeyle
iri sert iki memeyle
bir sarhoşun, bir delinin, bir serserinin yatağında
kirletebilir insan bir aşkın masumiyetini.
kurnazca aşağılayabilir insan
şaşılası her bulmacayı
sadece bir tek bilmecenin çözümüyle uğraşabilir
sadece boş bir yanıtın bulunuşuyla avunabilir
boş bir yanıt, evet beş yada altı harflik.
bir ömür diz çökebilir insan
öne eğik başla, soğuk bir türbenin eşiğinde
bilinmez bir mezarda tanrıyı görebilir
değersiz bir kaç bozuklukla inanabilir
bir caminin odacıklarında çürüyebilir
mezar duaları okuyan bir ihtiyar gibi
bir sıfır gibi, eksilmede, arttırmada, çarpımda yahut
hep aynı sonuca varabilir
kahrının kozasında senin gözlerini
eski bir ayakkabının uçuk düğmesi sanabilir
su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan.
bir anın güzelliğini utangaçlıkla
gülünç şipşak bir resim gibi
sandığın dibinde saklayabilir
boş kalmış çerçevesinde bir günün, insan
bir hükümlü, bir yenik, yahut
çarmıha gerilmiş birinin resmini koyabilir
bir duvarın yarıklarını suratçıklarla kapatabilir
daha anlamsız resimlere karışabilir.
kurma bebekler gibi olabilir insan.
camdan boncuk iki gözle kendi dünyasını gören
kadife bir kutu içinde
saman dolu bir gövdeyle
yıllarca tül ve boncuk ortasında uyuyabilir
tüm hercai ellerin her baskısıyla
nedensiz haykırabilir:
‘ah, ben pek mutluyum’.
Belki bütün bu çığlıklar için Füruğ’un sesi Rojin ve diğer katledilenlere ses olsun diye.





