HAKKARİ- Yazılı açıklamada bulunan Başkan Çakırbeyli, Hakkâri, sahip olduğu üç stratejik sınır kapısına rağmen, bu potansiyelini değerlendirilmediğini ve uygulanan kota, kısıtlama politikaları nedeniyle ekonomik anlamda ağır bir mağduriyet yaşandığını ifade etti.
Özellikle bavul ticaretiyle geçimini sağlayan vatandaşların, sınır kapılarında karşılaştıkları bürokratik ve engellemeler nedeniyle ciddi bir geçim krizinin içine itildiğini belirten Çakırbeyli, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi.
'' Bahsi geçen kota uygulamaları, halkın emeğine ve yaşam hakkına doğrudan müdahale niteliğindedir. Son günlerde Yüksekova Esendere Sınır Kapısı'nda yaşanan sınır gerginlikleri, bu adaletsiz uygulamaların sahada yarattığı toplumsal gerilimi bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ayrıca dikkat çeken en çarpıcı hususlardan biri de, İran vatandaşlarının Türkiye gümrük kapılarından rahatlıkla geçiş yapabiliyor olması, buna karşın kendi vatandaşlarımızın, kendi topraklarında, kendi gümrük kapılarında ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmasıdır. Bu durum, kamuoyunun vicdanını yaralamakta ve çifte standart algısını derinleştirmektedir. Bununla birlikte, kota aşıldığı gerekçesiyle yurttaşlarımızdan el konularak alınan ürünlerin akıbeti de ciddi bir soru işaretidir. Bu ürünlerin nerede saklandığı, hangi kuruma teslim edildiği, ne şekilde değerlendirildiği veya kimlere devredildiği konusunda kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmamaktadır.
Bu bağlamda, yetkililere aşağıdaki çağrıyı yineliyoruz: Hakkâri’deki sınır kapılarında uygulanan kota ve kısıtlamalar derhal gözden geçirilmeli, halkın ticaret ve geçim hakkı korunmalıdır. Sınır geçişlerinde eşitlikçi ve adil bir uygulama esas alınmalı, vatandaşlarımızın maruz kaldığı ayrımcılığa son verilmelidir. Kota bahanesiyle el konulan ürünlerin resmî akıbeti açıklanmalı, bu malların hangi kurumda ve hangi amaçla değerlendirildiği halkla şeffaf biçimde paylaşılmalıdır. Hakkâri halkı olarak tek talebimiz; sınırlarımızın, ticaretin ve yaşamın önünü açmasıdır. Yasaklarla, kotalarla ve çifte uygulamalarla halkın yaşam hakkı gasp edilemez. Ve unutulmamalıdır ki halkın malına el koymanın izahı kamuya yapılmadan bu uygulamalar meşruiyet kazanamaz.''