Kentte 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de meydana gelen 7,2 ve 5,6 büyüklüğündeki depremlerde 644 kişi yaşamını yitirdi, 31 bin 870 konut, 8 bin 849 iş yeri ve 9 bin 602 ahır ağır hasar gördü.
İkinci depreme İpekyolu ilçesindeki üç katlı binanın en üst katındaki evlerinde annesi, babası ve iki kardeşiyle yakalanan Yazçiçek, sarsıntı sırasında yaşanan panik nedeniyle ailesi tarafından evde unutuldu.
Depremden kısa süre sonra amcasının evden çıkardığı Yazçiçek'in yaşadığı korku ve çaresizlik duygusu yıllar sonra meslek seçiminde de belirleyici oldu.
Bu yıl çok istediği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Acil Durum ve Afet Yönetimi Bölümü'nü kazanan Yazçiçek, eğitimini sürdürürken toplumsal bilincin artırılmasına katkı sunmak amacıyla AFAD gönüllüsü oldu.
Afetlere karşı farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen etkinliklere katılarak insanları bilgilendiren Yazçiçek, profesyonel bir arama kurtarma personeli olmak için çaba gösteriyor.

"Herkesin bilinçlenmesi çok önemli"
Yazçiçek, AA muhabirine, ilk depremden sonra hasarsız raporu verilen evlerinde oturmaya devam ettiklerini söyledi.
Kurban Bayramı'nın dördüncü günü yaşanan ikinci depremi hiç unutamadığını belirten Yazçiçek, şunları kaydetti:
"Çok zor, büyük bir deprem yaşadık. Ailem panikle dışarı çıkmış, beni evde unutmuştu. Sonra gelip aldılar. Zor günlerdi. Birkaç gün çadırda kaldıktan sonra İstanbul'a gittik. Birkaç ay sonra Van'a döndük. Evimiz binanın en üst katındaydı. Çok sarsıldık. Amcam beni kucağına alarak dışarı çıkardı. O korku meslek seçimimde belirleyici oldu. Üniversite sınavına hazırlanırken Acil Durum ve Afet Yönetimi Bölümü'nü çok istiyordum. Derslerim güzel geçiyor. Faydalı bilgiler öğreniyorum. AFAD gönüllüsüyüm. Etkinliklerde vatandaşları afetlere karşı bilinçlendirmeye çalışıyorum. Toplumumuzun afetlere karşı bilinçlenmesi çok önemli. Bu konuda profesyonelleşmeye çalışıyorum. Sertifikalar alıyorum. Hem mesleğimi öğreniyor hem de saha çalışmalarında deprem farkındalığı oluşturmaya çalışıyorum."
Ailesine de afet anında nasıl davranmaları gerektiğini anlattığını dile getiren Yazçiçek, "Ailemden başlayarak topluma faydalı olmaya çalışıyorum. Broşürler dağıtıyor, açtığımız stantlarda vatandaşlarımızı bilgilendiriyoruz. Ülkemizde deprem, çığ ve heyelan gibi afetler sık yaşanıyor. Bu nedenle herkesin bilinçlenmesi çok önemli. Ebeveynler afet anında dikkatli olmalı. Önceliğimiz her zaman çocuklarımız olmalı." dedi.

Van YYÜ Güvenlik Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Eda Gökırmak Söğüt ise 2011'de acı bir deprem tecrübesi yaşadıklarını ifade etti.
Depremin üzerinden geçen zamana rağmen yaşadıklarını unutamadıklarını belirten Söğüt, şöyle konuştu:
"Van depremlerinin ardından dayanışmanın, hazırlıklı olmanın ve önlem almanın önemini gördük. Bu süreç bizim için büyük bir tecrübe oldu. Üniversitemizde afet öncesi, anı ve sonrasında etkin rol alabilecek bilinçli bireyler yetiştiriyoruz. Öğrencilerimiz afet anında sahaya inip olayları doğru şekilde organize ederek sonuca ulaşabilecek bilgi ve donanıma sahip. Depremde büyük kayıplar yaşadık. Böyle acıların bir daha yaşanmamasını diliyorum. Hazırlıklı olmanın ve bilinç düzeyinin ne kadar önemli olduğunu o günlerde anladık. Bu farkındalıkla hareket ediyor, güvenli bir geleceği inşa etmeye çalışıyoruz. Depremi yaşayan birçok öğrencimiz bölümümüzü tercih ediyor. Sudenur da bu öğrencilerimizden biri. Onlar, gelecekte dirençli bir toplumun inşasında etkin rol oynayacak. Geçmişte yaşadığımız acılar bize, bilginin, dayanışmanın ve hazırlığın bir toplumun en büyük gücü olduğunu hatırlattı."





