HAKKARİ - Türk Eğitim-Sen Hakkâri Şubesi, geçtiğimiz hafta iş yeri temsilcileriyle yaptığı toplantının ardından yayınladığı açıklamayla Eğitim-Sen’e sert tepki gösterdi.
Gürses açıklamasında şu ifadelere yer verdi.
“Anadilde eğitim” adı altında bölücülüğü meşrulaştırmaya çalışan ve “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramını ideolojik bir araç hâline getirerek LGBT propagandası yapan Eğitim-Sen’in faaliyetlerinin kabul etmiyoruz Şube yönetimi, bu açıklamaların bazı çevreleri rahatsız ettiğini ve haklarında suç duyurusunda bulunulduğunu hatırlatarak, “Bundan rahatsızlık duymuyoruz, bilâkis gurur duyuyoruz. Bu suç duyurusu, haklı bir zeminde durduğumuzun ve doğru bir noktaya parmak bastığımızın en açık göstergesidir. Türkiye’nin Kürtçe (Kurmançça ve Zazaca/Dimilkî lehçeleri), Arapça, Lazca, Çerkes dilleri (Adıgece, Abhazca vb.), Gürcüce, Hemşince, Pomakça, Boşnakça, Arnavutça, Süryanice (Turoyo), Romanes ve Balkan göçmenlerinin getirdiği lehçeler gibi yirmiden fazla etnik köken ve dili barındıran zengin bir ülke olduğunun altı çizilerek, Anayasa’nın “Türkiye Devleti’nin resmî dili Türkçedir” hükmü hatırlatıldı. Türk Eğitim-Sen Hakkâri Şubesi, “Resmî dilimiz Türkçe milletimizin ortak paydasıdır; bu da bir arada yaşama iradesinin en güçlü dayanağıdır. Anadilde eğitimin ilk bakışta masum bir hak talebi gibi gösterildiğini ancak gerçekte toplumsal ayrışmayı ve bölünmeyi besleyen bir uygulamadır. Oysa gelişmiş demokrasilerde resmî dil toplumun ortak bağını kurar. ABD’de yüzlerce farklı etnik köken ve dil olmasına rağmen devletin resmî dili İngilizce, eğitim dili de İngilizcedir. Bu sayede hem ulusal birlik korunur hem de insanlar farklı etnik kimliklerini yaşatırken ortak bir gelecek inşa edebilir. Bizim de savunduğumuz budur: Türkiye’de herkes kendi dilini evinde, kültüründe, sosyal hayatında yaşatabilir; bu bizim zenginliğimizdir. Ancak eğitim dili söz konusu olduğunda, resmî dilimiz olan Türkçe’nin korunması ve güçlendirilmesi ülkemizin birliği ve çocuklarımızın geleceği için hayati önemdedir. Eğitim-Sen’in 10 Mart 2025 tarihinde ders saatlerinden birinde “toplumsal cinsiyet eşitliği” adı altında LGBT propagandası yapacağını ilan etmesinin “kabul edilemez bir provokasyondur. Müfredat dışına çıkılarak gençlerin ahlaki ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyecek böyle bir girişimin aynı zamanda bir suç teşkil ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve Valiliklerin bu dersin müfredata aykırı olduğunu açıklayarak ders veren öğretmenler hakkında soruşturmalar başlattığı; İstanbul’da bir Eğitim-Sen yöneticisinin bu eylem sonrası açığa alındığı, İzmir’de ise üç öğretmene disiplin cezası verildi. Şube yönetimi, Eğitim-Sen’in Hakkâri’nin ve eğitim camiasının gerçek sorunlarıyla ilgilenmek yerine ideolojik faaliyetlerle uğraştığını belirterek, “Bize suç duyurusunda bulunacaklarına Hakkâri’deki lojmanlar, pansiyonlar, meslekî eğitim merkezlerindeki usulsüzlükler ve eğitimdeki aksaklıklar hakkında suç duyurusunda bulunsalardı gerçek bir sendikacılık yapmış olurlardı. Bizim derdimiz Hakkâri’dir, bizim derdimiz Hakkâri’nin çocuklarıdır, bizim derdimiz bu şehrin eğitimidir. Artık kimsede karşılığınız yok. Ülkenin birliğini, ortak değerlerini, resmî dilini ve çocukların geleceğini korumak adına verdiğimiz mücadeleden geri adım atmayacağız. Sendikacılığımız ideolojik değil, Hakkâri’nin ve Türkiye’nin gerçek eğitim sorunlarını çözmeye yöneliktir. Bu duruşumuz dün olduğu gibi bugün de yarın da devam edecektir.”
Türk Eğitim-Sen Hakkâri Şubesi, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Eğitim-Sen bizlerin kırmızı çizgilerine dokunuyor; daha iyi bir eğitim için çalışmıyor, nasıl ortalığı karıştırıp nifak tohumu ekebiliriz diye düşünüyor. Biz bu oyunlara gelmeyecek; Türkiye’nin birliği, çocuklarımızın geleceği ve milletimizin ortak değerleri için kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Başkan Gürses, son olarak açıklamada Anayasa’nın değiştirilemez hükümleri hatırlattı.
