TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 12'nci kez toplandı. Toplantıya; Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM), Rawest Araştırma, Kürt Çalışmaları Merkezi (KSC), Ekopolitik Kültür ve Eğitim ve Araştırma Vakfı (EKEAV), Ankara Enstitüsü, Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi (SAHAM), Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) temsilcileri katıldı.

'Terörsüz Türkiye' komisyonu düşünce kuruluşlarını dinledi

TBMM Başkanı Kurtulmuş, komisyonun 20 Ağustos'taki toplantısında dinlenen İHH Diplomasiden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Vahdettin Kaygan'ın vefat ettiğini belirterek, taziyelerini iletti. Kurtulmuş komisyon çalışmalarına ilişkin, "Bugüne kadar 80 arkadaşımızı dinledik. Bazı sivil toplum kuruluşları bir kişi ile bazıları ise birden fazla kişiyle temsil edildiler. Yaklaşık 50 saati aşkın bir çalışmayı ortaya koyduk. 11 toplantıda fevkalade değerli çalışmalar, müzakereler yapıldı. Yaklaşık 830 sayfalık tutanak tutuldu. Artık yavaş yavaş bu dinleme faslının sonuna doğru geliyoruz. Önümüzdeki süreçte sizlerden gelen teklifler doğrultusunda belirlenecek sivil toplum kuruluşlarının dinlenmesini sağladıktan sonra, TBMM Genel Kurulu'na aktaracağımız tekliflerin hazırlıklarını yapacağız. Gerek yasal düzenlemeler olsun gerekse de komisyonun çalışma raporu ile ilgili çalışma döneminin içerisine gireceğiz. Bizim açımızdan, planladığı gibi hatta planlamanın ötesinde daha disiplinli ve verimli geçen bir süreç oldu. Burada herkes fikirlerini dile getirdi; kimsenin fikirlerine, konuşmalarına müdahale etmedik. Her birisi kayda geçti, ortak olarak söylenen hususlardan birisi; eğer bu komisyon çalışmalarını başarıyla tamamlarsa gerçekten tarihi bir fonksiyonu icra etmiş olacak ve Türkiye siyaseti ile demokrasisi bakımından çok önemli bir eşik aşılmış olacaktır. Ümit ederim ki en kısa süre içerisinde disiplinli ve çalışma bütünlüğü kapsamında çalışmalarımızı tamamlayarak, millet adına yaptığımız bu vazifenin bir sonucu olan görüşlerimizi bir rapor olarak ifade etmek mümkün olur" ifadelerini kullandı.

Terörsüz Türkiye komisyonu düşünce kuruluşlarını dinledi

Bakan Bayraktar’dan yatırım çağrısı
Bakan Bayraktar’dan yatırım çağrısı
İçeriği Görüntüle

Kurtulmuş, 10 ülkenin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Filistin devletini tanıması ile ilgili, "Bu kararı alan ülkelerin meclisleri ile hükümetlerini tebrik ediyorum. Önemli bir aşamadır. Amerika'da yapılan bu toplantıların, Filistin davası bakımından fevkalade önemli bir geçiş süreci olduğuna inanıyorum. Herhalde bu salonda bulunanlara birkaç sene evvel denseydi ki; 'Fransa, İngiltere, Avustralya, Kanada gibi ülkeler Filistin devletini tanıyacak.' Bunun neredeyse imkansıza yakın bir şey olduğunu hepimiz söylerdik. Ancak uluslararası alanda başta bu ülkeler olmak üzere insanlık cephesinin ortaya koyduğu fevkalade güçlü bir direniş ve Siyonist rejimin ortaya koyduğu insanlık suçlarına karşı, artık insanlığın ve vicdanın sınırlarının zorlanmış olması dünyanın birçok yerinde Filistin davasına olan sempatiyi artırmış, Siyonist rejime olan nefreti çoğaltmıştır. Batı ülkelerinin başkentlerinde bile Siyonist rejime karşı olan nefretin, tarihi olarak en yüksek seviyelerde olduğunu söylemek herhalde abartılı olmayacaktır. Halkların ve insanlık cephesinin ortaya koyduğu bu tavır, BM Genel Kurulu'na da yansımış ve çok sayıda ülkenin temsilcisi Filistin davasına destek verdiğini ifade etmiştir. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanımızın; milletimizin hislerine tercüman olarak ve milletimizin ötesinde çok geniş bir coğrafyanın, dünyanın her yerindeki mazlum milletlerin sözcüsü olarak, hem Gazze özel oturumunda hem de BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma, tarihi niteliktedir. Tarihe not düşülmüştür. Türk milletinin bir bütün olarak Filistin davasına verdiği destek, bir kez daha teyit edilmiş ve verilen destek her türlü siyasi manipülasyonun ötesinde insani ve vicdani gerekçelerle ortaya koyulmuştur. TBMM olarak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkanı, Sayın Cumhurbaşkanımızın her iki oturumda ortaya koyduğu bu tavrı, fevkalade önemli bulduğumuzu ve sonuna kadar desteklediğimizi bir kere daha ifade etmek isterim" açıklamasında bulundu.

Terörsüz Türkiye komisyonu düşünce kuruluşlarını dinledi

TBMM'nin İsrail'e yönelik aldığı kararları hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin İsrail'e karşı ortaya koyduğu tavrı uluslararası kamuoyuna ilan edildiğini vurguladı. Kurtulmuş, "Ümit ederim ki bu BM Genel Kurulu öncelikle acil ateşkesin sağlanması, barışın temin edilmesi ve maalesef her gün açlıktan ölümlerin arttığı Gazze Şeridi'ne insani yardımların süratle ulaştırılmasına vesile olsun. Ayrıca Filistin devletinin yalnızca kağıt üzerinde tanınan bir devlet yerine hakikatte var olan, sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü sağlanmış ve egemenliği hiçbir şekilde tartışma konusu olmayan bir Filistin devletinin kuruluşuna vesile olsun. Bu aşamada BM'deki bu toplantıların önemli bir kazanım olduğunun altını çizmek istiyorum" diye konuştu.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un açılış konuşmasının ardından, düşünce kuruluşlarının sunumlarıyla komisyon toplantısına devam ediliyor.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, komisyon üyelerine sunum yaptı. Yeşiltaş, SETA Vakfı'nın terörsüz Türkiye süreci ile ilgili yaptığı anket sonuçlarını paylaşarak, "Katılımcıların yüzde 62'si sürecin başarısız olması halinde şiddet olaylarının yeniden artacağını düşünmektedir. Dolayısıyla hukuki derinlik; toplumsal güveni inşa etmek ve toplumsal birlikteliği sürece dahil etmek bakımından son derece hayati görülmektedir. Siyasi ve toplumsal içselleştirme, silah bırakma süreci yalnızca devletin tek taraflı iradesi olarak görülürse kalıcı olmaz. Toplumun farklı kesimlerinin süreci sahiplenmesi son derece kritiktir. Bu anlamda ortak bir anlatı çerçevesinde toplumun bir arada olması, siyasi ve toplumsal verimliliği kazanmak anlamında hayati derecede önemlidir. Toplumun bu süreci içselleştirme ve beklentisine baktığımızda ise toplumsal barış beklentisi yüzde 77, güvenlik kayıplarının bitmesini isteyenlerin oranı yüzde 76, terörün sona ermesini isteyenlerin oranının ise yüzde 75 olduğunu görüyoruz. Bu, toplumun hem barış hem de güvenlik bağlamında süreci sahiplendiğini ortaya koyan bir yaklaşımdır" diye konuştu.

Terörsüz Türkiye komisyonu düşünce kuruluşlarını dinledi

DİTAM Başkanı Mesut Azizoğlu, komisyonun çalışmaları ile ilgili, "Komisyon şu anda dinlemeleri yapıyor, komisyondan beklentiler var. Öncelikle olarak sürecin hukuksal altyapısının oluşturulması için beklentiler var. Toplumsal rızanın üretilmesi, adalet duygusunun sağlanması ve geleceğe yönelik ortaklaşma ile ilgili beklentiler var. Öncelikle toplumun ikna edilmesi ve adalet duygusunun tesisi ile ilgili çözüm için ikna edilmesi gereken kesim Türkler, adalet duygusunun sağlanması ile ilgili muhatap ise Kürtlerdir" dedi.

Rawest Araştırma Direktörü Roj Esir Girasun, sürecin Kürtlerin sosyolojik değişimi ile bölgesel gelişmelerin yarattığı doğal bir sonuç olduğunu ifade etti. Girasun, "Süreçten önce yaptığımız araştırmalarda; Kürtlerin yüzde 65'i silahla hak aranmasına kategorik olarak karşı. Geriye kalan yüzde 35'i oluşturan yüzde 20'lik kesim ise kaygılı ve tereddütlü. Sadece yüzde 15'lik kesim silahla hak aramaya onay veriyor. Bu oran 1990'lardan bugüne kadar yaşanan büyük değişimi de gösteriyor" diye konuştu.

KSC Başkanı İbrahim Reha Ruhavioğlu, Kürtlerin süreci yüzde 80, Türklerin ise süreci yüzde 60 oranında desteklediğini ancak kamuoyunda umut ve güven duygularının artmadığını söyledi. EKEAV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tarık Çelenk de Kürt sorununun çözümünün son 100 yıla oranla çok yüksek olduğunu aktararak, "Kürt sorunu gerçekte bir Orta Doğu sorunudur. Türkiye kendi içindeki Kürtlerin sorunlarını çözerken dış akrabalara ilişkin; kapsayıcı, yumuşak güç siyaseti üretmek durumundadır. Bu doğru tavır, Türkmen kardeşlerimizin de güvenliğini sağlayabilir. Bunları, İran da dahil olmak üzere, bölgeyi karış karış gezen birisi olarak söylemekteyim. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin yolu, Erbil kadar Süleymaniye ve Kobani'ye de düşebilmelidir" dedi.

Muhabir: Zeki DARA