Saklı, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi.

‘’ Günümüz düğünleri ne yazık ki özünden uzaklaşmış, geleneksel ve dini değerlerimizle çelişen bir hâle gelmiştir. Eskiden ailelerin bir araya gelip, mutluluğu paylaşmak için düzenlediği düğünler; artık genç çiftler ve aileleri için büyük bir maddi ve manevi yük haline gelmiştir. Bu durum, sadece bireyleri değil, bütün toplumu olumsuz yönde etkilemektedir.

Düğün masrafları evlilikten önce gençleri borç batağına sürüklemekte, evliliğin ilk günlerinde bile çiftleri stres altına sokmaktadır. Bu külfetli başlangıç, beraberinde mutsuzluğu, aile içi anlaşmazlıkları ve nihayetinde boşanmaları getirebilmektedir. Halbuki evlilik, iki insanın yeni bir hayat kurmak üzere çıktığı kutlu bir yoldur. Bu yolun başı yükle değil, huzur ve umutla başlamalıdır.

Hakkari'de Has Simit Cafe Restaurant açıldı
Hakkari'de Has Simit Cafe Restaurant açıldı
İçeriği Görüntüle

Öte yandan, düğünlerdeki kalabalık da sorgulanmalıdır. Sadece "kuru kalabalık" olsun diye binlerce kişi davet ediliyor; insanlar programlarını iptal ederek bu düğünlere katılıyor ama ne oturacak yer bulunuyor ne de sağlıklı bir ortam. Samimiyetten uzak, gösteriş ve politik söylemlerle bölünmüş bir atmosfer oluşuyor. Siyasi konuşmalar, gruplaşmalar, düğünleri olması gereken birlik ve beraberlik ruhundan uzaklaştırıyor.

İkramlar da ayrı bir israf meselesi. Düğün sahibinin elinden geleni yapması bile takdir edilmiyor; ikramın kalitesi üzerinden yargılama yapılıyor. Bu durum, paylaşım kültürünü değil, tüketim ve kıyas kültürünü besliyor. Ta ki merasimi ise adeta bir yarışa dönüşmüş durumda. Durumu olmayanların rencide edildiği, mahcup hissettiği bir düzene dönüştü bu gelenek. Oysa dinimizde sadelik ve israftan kaçınmak esastır. Kültürümüzde ise önemli olan gösteriş değil, gönül zenginliğidir.

Artık bu gidişata bir dur denmelidir. Daha az külfetli, daha samimi düğünlere dönmenin vakti geldi de geçiyor. Gerçek dostların, akrabanın, gönül veren insanların yer aldığı, mütevazı ikramların yapıldığı, gösterişten uzak, içten bir kutlama... İşte bu, hem dini hem kültürel değerlerimize daha uygundur. Düğünler, mutluluğun şov yapıldığı değil, paylaşıldığı yer olmalıdır.

Bu noktada özellikle kanaat önderlerine, yerel yöneticilere ve topluma yön veren kişilere büyük görev düşmektedir. Bu konuda öncülük edilirse, toplumda daha sade ve anlamlı düğünlere yöneliş sağlanabilir. Eğer bu konuda adım atılmazsa, düğünler külfet olmaya devam edecek ve birçok genç bu yükün altında ezilecektir.

Sonuç olarak...

Unutmayalım ki evlilik bir başlangıçtır, bir şov değil. Gençlerin sırtına yük değil, dua koymalıyız. Gösterişe değil, samimiyete değer veren bir toplum olmalıyız. İsrafla değil, ikramla bereket buluruz. Düğünlerimizi fıtrata, kültürümüze ve inancımıza uygun hale getirdiğimizde, hem ailemiz hem toplumumuz daha sağlam temeller üzerine inşa edilecektir.’’

Muhabir: Hamza ER