KESK Hakkari Şubesi, başlatılan yürüyüşe ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, 13 Ekim’de Diyarbakır’da başlayan ve altı ili kapsayacak yürüyüşün, 17 Ekim’de Ankara’da yapılacak kitlesel basın açıklaması ve oturma eylemiyle son bulacağı belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Konfederasyonumuz tarafından hazırlanan yürüyüş planına göre, bölgesel eylemler Diyarbakır, Urfa, Adıyaman, Antep, Adana ve Mersin güzergâhında gerçekleştirilecek. Her ilde yürüyüş kolları karşılanacak, kent merkezlerinde basın açıklamaları yapılacak ve talepler Ankara’daki Meclis görüşmeleriyle sonlandırılacaktır. Yürüyüşlerin koordinasyonu, KESK Yürütme Kurulu ile Şubeler Platformu Dönem Yürütmeleri tarafından yürütülecektir.”
2016’daki ilk büyük yürüyüşlerinden bu yana KHK’lara karşı mücadeleyi sürdürdüklerini belirten KESK, şu değerlendirmede bulundu: “2016 Aralık ayında İstanbul’dan Ankara’ya yapılan Emekçi Yürüyüşü ve 2021’deki Baskıya ve Sürgünlere Hayır yürüyüşleri, kamu emekçilerinin işlerine dönme mücadelesinde önemli dönüm noktaları olmuştu. 3 Eylül 2025’te Adalet Bakanlığı önünde yapılan son kitlesel açıklamada da darbe girişiminin üzerinden yıllar geçmesine rağmen KHK rejiminin hâlâ sürdüğü, binlerce dosyanın OHAL Komisyonu’nda bekletildiği vurgulanmıştı. Bu uygulamalar yalnızca bireysel değil, toplumsal bir yara; on binlerce insanın yaşam hakkının, geçim güvencesinin ve onurunun elinden alınmasıdır.”
KESK, hiçbir yargı kararı olmadan ihraç edilen kamu emekçilerinin tüm haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmesi gerektiğini vurguladı: “Yargının siyasallaşmasının en somut göstergesi olarak, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Barış Akademisyenlerinin hâlâ görevlerine dönememesini gösterebiliriz. OHAL Komisyonu’nun keyfi kararları adaleti engelliyor. 10 yıl geçmesine rağmen 2 binden fazla arkadaşımız hâlâ göreve dönmedi. 13–17 Ekim tarihleri arasında yapacağımız yürüyüşle bu hukuksuzluğun son bulması için Meclis’teki tüm partilere sesleneceğiz.”
Açıklama, “Artık laf değil, eylem zamanı” çağrısıyla son buldu: “Yeni eylemlilik süreci yalnızca KESK üyelerinin değil, tüm demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi olmalıdır. Siyasi partilere ve Meclis komisyonlarına çağrımızdır: ‘KHK’lilerin dosyaları bekletilmesin, tüm hak kayıplarıyla birlikte göreve iadeler derhal gerçekleştirilsin.’
Bizler korkmuyoruz, çünkü haklıyız.
İhraç edilen KESK üyeleri derhal işlerine tüm özlük ve ekonomik haklarıyla birlikte iade edilmelidir. Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, karanlığa karşı aydınlığı savunacağız. İşimizi geri alacağız!”