HAKKARİ / ÇUKURCA – Hakkari'nin Çukurca ilçesine 18 kilometre mesafede bulunan ve Türkiye'de şebeke suyu bulunmayan tek köy olma özelliği taşıyan 30 haneli Kazan (Tiyar) Köyü, temel yaşam kaynağı olan suya hasret yaşıyor.
En son Turgut Özal hükümeti döneminde iki çeşmenin yapıldığı köyde yıllardır süregelen bu durum, köy sakinlerinin günlük hayatını kabusa çeviriyor.
Kazan Köyü'nde yaşayanlar, içme suyu ihtiyaçlarını karşılamak için kilometrelerce yol kat ederek Hakkari kent merkezinden bidonlarla su temin etmek zorunda kalıyor. Şanslı olanlar ise zaman zaman Çukurca Belediyesi’nin gönderdiği su tankerlerinden faydalanabiliyor.
Son zamanlarda hava sıcaklığının 40 derecenin altına düşmediği köyde, suyun yokluğuyla birleşen kavurucu sıcaklar, meyve ağaçlarını, bağ ve bahçeler ile tarlaları kuruttu.
Köyde yaşayanlar, ya uzak mesafelerdeki kısıtlı kaynak sularından bidonlarla su taşıyor ya da kendi imkanlarıyla çareler üretmeye çalışıyor. Özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklar ve azalan su kaynakları, köydeki yaşamı dayanılmaz hale getiriyor.
30 hanenin bulunduğu bu şirin ama susuz köyde, her evin kapısında damacanalar ve su bidonları görmek mümkün.
Günübirlik olarak bağ ve bahçelerine bakmak için Hakkari kent merkezinden gelen köy sakinleri, araçlarının bagajlarına doldurdukları damacanalarla hem içme suyunu hem de sulama suyunu kilometrelerce öteden getirmek durumunda kalıyorlar.
Köy sakinleri, bu su hasretinin bir an önce sona ermesini ve evlerine şebeke suyunun gelmesini dört gözle bekliyor.
Köy halkından Şahin Çetinkaya, “Bu köyde geçimimizi bağ ve bahçeyle sağlıyoruz. Susam ve pirinç ekiyorduk. Ama bu yıl tüm ürünler kurudu, çeşmeler kurudu, bahar ayında verdiğimiz emekler boşa gitti” diyerek durumu özetliyor.
Bir başka köylü Yusuf Çetinkaya ise, “Banyo yapacak durumda bile değiliz. Her şey kurudu. Devletin bir an önce bize su getirmesini istiyoruz” sözleriyle yaşadıkları çaresizliği dile getiriyor.
Yaşlı anne ve babasının köyde kaldığını anlatan İsmet Çetinkaya ise köydeki temel geçim kaynağının tarım olduğunu ifade etti ve köylerinin 2002 yılından beri giriş çıkışı serbest olan bir köy olduğu bilgisini paylaştı.
Köyde son zamanlarda ciddi bir su sıkıntısı yaşandığını dile getiren Çetinkaya "Köyümüz bu sene hepten kurudu. Kaynak sularımız kurudu. Şimdi beş on yıldır burada bir emek vermişiz üzüm bağlarımız kurudu, meyve ağaçlarımız kurdu. Geçimimizi tarlada ektiğimiz susamla sağlıyoruz. Tahin satıyorduk. Ama son iki yıldır su sıkıntısı nedeniyle tarlalarımızı ekemiyoruz. Geçimimizi sağlayamıyoruz. Gördüğünüz gibi üzüm bağlarımızın hepsi kurudu gitti devletimizden su talep ediyoruz" şeklinde konuştu.
Hacı Tekinalp isimli çiftçi ise Hakkari'den köylerine su getirdiklerine dikkat çekerek, "Suyumuz yok bidonlara su doldurup getiriyoruz. Her çeşit meyve ağacı var. İncir, üzüm, ceviz gibi her şeyimiz kurudu. Devletten isteğimiz hem içme suyumuzu getirsinler hem de sulama suyunu getirsinler. Bugün bir dağın başındaki tek bir eve bile su götürülmüş ama bizim 40'a yakın hanemiz var ancak suyumuz yok. Bizim köyümüzde hala kanal suyu içiliyor" şeklinde sitemini dile getirdi.
Köy sakinlerinden 60 yaşındaki Osman Çetinkaya da köydeki tek çeşmenin 42 yıl önce Turgut Özal döneminde yapıldığını ve başkaca bir hizmet görmediklerini söyledi.
Yapacak bir işi olmadığı için kavurucu sıcakta köyde kaldığını söyleyen Mehmet Keskin de temel geçim kaynağı olan bağ ve bahçe işlerinin susuzluk nedeniyle kuruduğunu kaydetti.
Bahar ayında ektikleri tüm ürünlerin kuruduğunu ve emeklerinin heba olduğunu ifade eden Keskin, yaptıkları masrafın da boşa gittiğini söyledi.
Köyün ana su kaynağının başındaki borulardan bir damla su akmadığını belirten Nasır Çetin de "Köyümüzün suyu bu kanaldan geliyordu. O da bir aydır kurumuş. tüm arazilerimiz susuz kaldı. İçme suyu zaten yok. İme suyumuz da bu kanaldan geliyordu kurumuş başka da su yok. Türkiye'de çeşmesi bulunmayan başka bir köy olmadığını düşünüyorum. Devletimizden, Sayın Valimizden ricamız bize yardımcı olsun" dedi.