HAKKARİ – Hakkari Devlet Hastanesi’nde 8 yıldır Odyometri teknikeri olarak görev yapan Yunus Uluad, bugüne kadar yaklaşık 10 bin bebeğe işitme tarama testi uygulandığını bildirdi.
Uluad, yapılan testlerin sonucunda bebeklerin %99,5’inin testten geçtiğini, yalnızca 15-20 bebeğin işitme kaybı nedeniyle testte kaldığını aktardı. İşitme kaybının en önemli sebeplerinin aileden kaynaklı genetik faktörler ile doğum öncesi ve doğum sırasında yaşanan bazı sağlık sorunları olduğunu kaydetti.
İşitme tarama testinin hem yasal bir zorunluluk hem de çocuğun temel hakkı olduğunu belirten Uluad, bazı ailelerin “çocuk duyuyor, gerek yok” düşüncesiyle testleri ihmal ettiğini ifade etti.
Uluad, erken teşhisin önemine değinerek, işitme kaybı yaşayan bebeklere erken cihazlandırma ve tedavi yöntemleri uygulandığında gelişimlerini akranlarıyla aynı seviyeye getirme imkânı bulunduğunu söyledi. Gerekli cihaz ve tedaviler uygulanmadığında ise işitme kaybının konuşma gelişimini, bunun da sosyal uyum ve okul başarısını olumsuz etkilediğini vurguladı.
Bebeklerde işitme kaybının çoğu zaman gözle fark edilemediğine dikkat çeken Uluad, ilk 6 ay içinde tanı konulan bebeklerde başarı oranının çok yüksek olduğunu belirtti.
İşitme tarama testine ilişkin yanlış algılara da değinen Uluad, testin bir aşı gibi ömür boyu koruma sağlamadığını, yalnızca bebeğin o anki işitme seviyesini gösterdiğini ifade etti.
Doğumda testten geçen bebeklerde ilerleyen dönemlerde farklı nedenlerle işitme kaybı gelişebileceğini hatırlatan Uluad, özellikle risk grubundaki bebeklerin belli aralıklarla yeniden test edilmesi gerektiğini söyledi.
Testten geçen bebeklerin ömür boyu duyacağı, testten kalan bebeklerin ise kesin işitme kaybı olduğu yönündeki yanlış inanışlara karşı uyarıda bulunan Uluad, “Testten geçmek ömür boyu duymak anlamına gelmez. Ancak testten kalmak, mutlaka takip edilmesi gereken değerli bir uyarıdır” dedi.
Uluad, sağlık çalışanlarının temel amacının, tek bir bebeğin bile işitme kaybının gözden kaçmaması olduğunu vurguladı.