HAKKARİ İL SESİ GAZETESİ-HİKMET TEMEŞ

İHH Temsilcilik binasından düzenlenen açıklamayı grup adına İHH Hakkari Şubesi Başkanı Orhan Temel yaptı.

Basın açıklamasına ÖNDER İmam Hatipliler Derneği,Sağlık- Sen Şube Başkanlığı ve Yönetimi,TÜGVA,Anadolu Platformu,Büro Memur-Sen İl Temsilciliği, Anadolu Gençlik Derneği detsek verdi.

Temel, açıklamasında şunları kaydetti.

'' 20. Yüzyılın başlarında Ortadoğu’da ciddi kırılmalar, bu kırılmaların getirdiği büyük değişimler yaşandı. Bölgenin hâkim gücü Osmanlı’nın zayıflamasıyla; uzun yüzyıllardır adalet ve barış çınarı altında yaşayan bu coğrafyada kanla işgal tarihi yazılmaya başlandı. Bu süreçte; önce Hristiyan Siyonizmi, ardından Yahudi Siyonizmi’nin girişimleri sonucunda dünyanın pek çok yerinden Yahudiler bölgeye getirilerek Filistinliler yerinden edilmeye başlandı. Bölgeye gelen Siyonistler, manda rejiminin de çabaları ile silahlı çeteler oluşturarak yerli halkı yerinden etmeye çalışmış, kolonileşme faaliyetleri içine girmiştir. “Etnik Temizlik” diyeceğimiz bu süreçte sistematik bir soykırım yaşanmış, yüzbinlerce Filistinli yerinden edilerek İsrail işgal devletinin kuruluşu ilan edilmiştir. Bugün geldiğimiz noktada Filistin topraklarının neredeyse tamamı, apartheid İsrail rejiminin işgaline uğradı. Kurulduğu günden itibaren bölgedeki hak ihlallerine devam eden İsrail, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak bölgede bitmek bilmez bir kriz sarmalı üretmiştir. Bu kriz, sadece Filistin toprakları ile de sınırlı kalmamış; dalga dalga tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüse dönüşmüştür. İsrail’in son yıllardaki karnesine baktığımızda, hemen hemen her gün ayrı bir hak ihlali ve yerinden etme ile görülmektedir. Çocuk, yaşlı ve kadınlar üzerinde uyguladığı sert ve acımasız politikalar ile milyonlarca insanın yerinden edilmesi, evleri yıkarak toprakların işgal edilmesi, mabetlere saldırarak din özgürlüğünün elinden alınması bu ihlallerden yalnızca bazılarıdır. Filistinlilerin yaptığı insancıl gösterilere uyguladığı orantısız güç ile binlerce gencin sakat kalmasına ve bir ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına sebep oldu.  Son 70 yıldır Ortadoğu’da sadece problemden, kandan ve gözyaşından beslenen Siyonist işgal çeteleri, sadece Filistin için değil; Türkiye içinde bir güvenlik sorunudur. 2010 yılında insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, uluslararası sularda yaptıkları hukuksuz saldırı ile 9 vatandaşımız şehit edilmiş, 1 kişi 4 yıl boyunca komada kaldıktan sonra şehit olmuştur. 56 insani yardım gönüllüsü de, ağır bir şekilde yaralanmıştır. Bu saldırı sonrasında yaşanan süreçte Mavi Marmara Derneği olarak tam 12 yıldır süren hukuk mücadelesine başladık. Ailelerimiz ve arkadaşlarımız adına ulusal ve uluslararası mecralarda yaptığımız kişisel başvurulara, gayri hukuki şekilde engel olunmaya çalışıldı. Mülkün temeli olan adalet; Yahudi lobisinin gizli görüşmeleri ile engellenmeye çalışıldı. Bağımsız Türkiye mahkemeleri, taraflı tutumu ile insanların hak ve hukuk arayışlarına engel üstüne engel koydu.  Mavi Marmara saldırısından sonra apartheid İsrail güçleri, Türkiye’ye onlarca söz verdi. Gazze’de hala devam eden karadan ve denizden ambargonun kaldırılması, Kudüs’te bulunan Müslüman nüfusun taciz edilmesinin durdurulması, İslam en önemli kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa’daki saldırıların önlenmesi ve Filistinlilere seyahat/ din özgürlüğü tanınması gibi yerine getirilmeyen onlarca sözler verildi.  Mavi Marmara Gemisi 2010 yılında başladığı yolculuğuna hala devam etmektedir. Dünya’nın farklı ülkerinden bir araya gelen ve farklı dillere sahip 700 kadar yolcu, bundan 12 yıl önce Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkmıştır. Mavi Marmara ile beraber 8 gemiden oluşan Özgürlük Filosu, neredeyse her gün insan hakları ihlallerinin yaşandığı Filistin coğrafyasını tekrardan Dünya’nın gündemine taşımayı başarmıştır. , Bugün geldiğimiz süreçte İsrail işgal güçleri, Filistin’in her bölgesinde uyguladığı yıkım ve göç politikası ile bölgede daha fazla problem üretmekte ve kendi ırkından başka bir millete yaşam hakkı tanımamaktadır. İyi bir insan olmanın verdiği mazlumdan yana olma tavrımız dün olduğu gibi bugünde devam etmektedir.Buradan şunu tekrar belirtmek istiyoruz, Mavi Marmara yoluna devam etmektedir, Kutlu Sefer rotasını hiçbir zaman değiştirmemiştir. Kandan ve gözyaşından beslenen işgal güçleriyle yakınlaşmayı kabul etmiyor ve şunu tekrardan haykıyoruz. Filistin Özgür olana dek, Mescid-i Aksa’daki işgal durdurulana dek seferimize devam edeceğiz ve mazlum coğrafyalar için her zaman ilk günkü samimiyetle yola çıkmaya hazırız.''dedi.''

 

 

 

 

 

 

                                           

Editör: Haber Merkezi