Viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımının gereksiz olduğuna dikkat çeken Fitoterapist Dr. Muammer Yıldız, grip salgınına karşı doğal korunma yöntemlerinin vücudu güçlendirmek ve bağışıklık sistemini desteklemek açısından hayati önem taşıdığını belirtti. Grip mevsimiyle birlikte artan vakaların, insanları bağışıklık sistemini güçlendirmek için doğal çözümlere yönlendirdiğini ifade etti.

Dr. Yıldız, grip salgınına karşı doğal korunma yöntemlerinin vurgulandığı bir açıklamada, grip enfeksiyonlarının genellikle influenza virüsü kaynaklı olduğunu ve antibiyotiklerin virüsler üzerinde etkili olmadığını açıkladı. Yüksek riskli gruplardaki bireylerde veya ciddi komplikasyonlar gelişirse antiviral ilaçların kullanılabileceğini belirten Yıldız, ancak hastalığın ciddi boyutlara ulaşmadığı durumlarda doğal yöntemlerle tedavinin vücut direnci ve bağışıklık için büyük önem taşıdığını vurguladı.

Bağışıklık sistemini güçlendirmenin, besleyici bir diyetle düzenli ve dengeli beslenmeyi içerdiğini belirten Dr. Yıldız, sebze, meyve, kuruyemişler ve balık gibi besinlerin düzenli tüketilmesinin vücut direncini artırdığını ifade etti. Ayrıca, adaçayı, ıhlamur, zencefil gibi bitki çaylarının düzenli içilmesinin antioksidanlar ve vitaminlerle vücudu desteklediğini ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında boğaz rahatlaması sağladığını ekledi.

Dr. Yıldız, düzenli ve kaliteli uykunun gribal enfeksiyonlar için önemli olduğunu vurgulayarak, vücudun kendini yenilemesi için 23:00 ile 04:00 arası saatler arasında yeterli uyku almanın gerekliliğini belirtti.

Evde uygulanan tedavi yöntemlerinin genellikle gribal enfeksiyonları iyileştirdiğini ifade eden Yıldız, yüksek riskli gruptaki hastaların ise doktora başvurması gerektiğini vurgulayarak, "Grip belirtileri yaşayan kişiler, evde dinlenme, bol sıvı tüketme ve semptomları hafifletmek için uygun ilaçları kullanabilirler. Ancak şiddetli belirtiler, yüksek riskli gruplardaki bireyler veya komplikasyonlar söz konusuysa, bir doktorun değerlendirmesi mutlaka gereklidir" şeklinde konuştu.

Kaynak: DHA