Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığınca Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Dünya İslam Bilginleri İstişare Toplantısı açılış programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, dünyanın farklı köşelerinden gelen alimleri ve kanaat önderlerini misafir etmekten dolayı memnuniyetini dile getirdi.
Katılımcılara "İstanbul'a hoş geldiniz" diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçkin bir heyetle bu anlamlı toplantıyı tertip eden Diyanet İşleri Başkanlığımızı tebrik ediyorum. Vereceğiniz katkılar için de sizlere şimdiden şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün Anneler Günü olduğunu anımsatarak, "Öncelikle buradaki hanım kardeşlerimizle birlikte tüm annelerin Anneler Günü'nü tebrik ediyorum. Dünyanın farklı ülkelerinde anneler mutlu, huzurlu bir şekilde sevdikleriyle birlikte bu özel günü kutluyor. Ancak Filistinli anneler, İsrail'in katlettiği ciğerparelerinin, beyaz kefenlerine sarılarak bugünü geçiriyor. Buradan kaybettikleri evlatlarının acısıyla yürekleri yangın yerine dönmüş Filistinli, Suriyeli, Türkistanlı annelere selamlarımızı gönderiyorum." ifadelerini kullandı.
Başta muhterem annesi olmak üzere rahmeti rahmana kavuşmuş tüm anneleri hayırla yad ederek mekanlarının cennet olması temennisini dile getiren Erdoğan, "Yine bu vesileyle dün Afganistan'ın Bağlan vilayetinde meydana gelen sellerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyor Afgan halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir zamanda İslam coğrafyasının değerli temsilcilerinin bir araya gelmesinin Filistinli kardeşlerine ve mazlumlara cesaret aşılayacağını vurgulayarak, "Buradaki mevcudiyetinizle sizler sadece insanlık ve kardeşlik görevinizi yerine getirmiyorsunuz. Aynı zamanda, sergilediğiniz onurlu duruşla Filistinli mazlumların yalnız olmadığını tüm insanlığa haykırıyorsunuz. Alacağınız kararların Müslümanlarla birlikte tüm dünya tarafından dikkatle takip edileceğine inanıyorum. Siz kardeşlerimin nezdinde Gazze ve Filistin için kıyama kalkan tüm alimlerimize, İslam bilginlerine buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Dünya İslam Bilginleri İstişare Toplantısının başarılı geçmesinin, Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum." değerlendirmesini yaptı.
Gazze'de, 7 Ekim'den bu yana insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından birinin yaşandığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kuruluşundan beri sürekli işgal, zulüm ve haydutlukla topraklarını büyüten İsrail, masum kanı dökmeye devam ediyor. Bugüne kadar 15 bin çocuk acımasızca katledildi. Çoğu kadın ve sivil 35 bin Filistinli kardeşlerimiz şehit edildi, 80 bini yaralandı. Yaklaşık 2 milyon insan evinden, yurdundan göçe zorlandı. 7 Ekim öncesinde zaten bir açık hava hapishanesi olan Gazze, son 219 gündür örneğini sadece Hitler Almanyasında gördüğümüz bir temerküz ve imha kampına dönüştü. Öyle sahnelere şahit olduk ki anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor. Savaşta dahi dokunulmaz olan hastaneler, ibadethaneler, okullar, sivil yerleşim yerlerine bombalar yağdırıldı. İnsan hak ve hürriyetlerine dair ne kadar ilke, kural, çizgi varsa hepsi dünyanın gözleri önünde ayaklar altına alındı."
"Toplu mezarlara gömdükleri insanların cenazelerine bile eziyet eden bir barbarlıkla karşı karşıya kaldık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de yaşananları, dünyaya duyurmaya çalışan 150 gazetecinin İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü belirtti.
Birleşmiş Milletler personeli ve insani yardım görevlilerinin de kurşunların hedefi olduğunu aktaran Erdoğan, "Toplu mezarlara gömdükleri insanların cenazelerine bile eziyet eden bir barbarlıkla karşı karşıya kaldık. Kimse kusura bakmasın ama şunu çok net ifade etmek durumundayım, insanı insanlığından utandıracak ne kadar işkence, canilik ve ahlaksızlık varsa geride bıraktığımız 219 gün içerisinde Gazze'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında işlenmiştir." diye konuştu.
"Gazze, on yıllardır propagandası yapılan değerler için turnusol olmuştur"
Erdoğan, bunların öyle gizli saklı yapılmadığını ve tüm dünyaya canlı yayınlarla izlettirildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazze, on yıllardır bize propagandası yapılan değerler için bir turnusol olmuştur. Uluslararası sistemin ve kuruluşların gerçek yüzü apaçık ortaya çıkmıştır. Bu arada neler görmedik ki, bize her fırsatta insan hak ve hürriyetlerinden bahseden ülkelerin 35 bin Gazzeliyi katledenlere aleni destek verdiğini gördük. Uluslararası basın kuruluşlarının, İsrail'in kanını akıttığı 150 gazeteci için tek bir cümle dahi kuramadıklarını gördük. Birleşmiş Milletler'in bırakın Filistinlilerin hayatını, kendi personelini bile korumaktan aciz olduğunu gördük. Daha düne kadar 'protesto hakkı kutsaldır' diyenlerin, Filistin'e destek eylemlerine tahammül edemediklerini gördük."
Erdoğan, Avrupa Birliği'nin ateşkes çağrısı yapamayacak kadar İsrail'e karşı teslimiyet içinde olduğunun görüldüğünü dile getirerek, "Sırf İsrail'i eleştirdiği için işinden atılan rektörleri, kariyeri biten siyasetçileri, tehdit edilen sanatçıları, konuşma hakkı verilmeyen öğrencileri gördük. Güya kendilerini 'özgürlükler ülkesi' olarak pazarlayanların, İsrail'in çıkarları söz konu olunca birden faşizme dümen kırdıklarını gördük." ifadesini kullandı.
"İlk günden beri Filistin halkıyla tam bir dayanışma içindeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Holokost mağdurlarının çocuklarının, Hitleri çırak çıkartacak, Nazileri kıskandıracak katliamlara imza atabildiklerini gördüklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Antisemitik yaftası yememek için hakikati tahrif edenleri, susanları, yalan söyleyenleri, İsrail propagandası değirmenine su taşıyanları gördük. Karşımızdaki bu vahim tablo karşısında Türkiye olarak, ilk günden beri Filistin halkıyla tam bir dayanışma içindeyiz. Gazze'de akan kanın durması, İsrail'in saldırılarının engellenmesi için yoğun çaba harcıyoruz. Yaklaşık 54 bin tona ulaşan yardım miktarıyla, Gazze'ye en fazla insani yardım yapan ülkeyiz. İsrail'in su kaynaklarını tahrip ettiği Gazze'ye, her hafta 127 ton temiz içme suyu gönderiyoruz. Aralarında kanser hastalarının da olduğu 400'ün üzerinde Gazzeli hasta ve yaralıyı ülkemiz hastanelerinde tedavi ettiriyoruz."
"İsrail ile ticareti tamamen durdurduk"
Erdoğan, belli periyotlarla, iyilik gemilerini bölgeye sevk etiklerini, küresel siyonist şebekenin tüm yıldırma girişimlerine rağmen Filistin'e her türlü desteği verdiklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Hem Filistin hükümeti hem de Filistin'in Kuvay-i Milliyesi olarak gördüğümüz Hamas'ın liderleriyle çok yakın temas halindeyiz. İsrail üzerindeki baskının arttırılması amacıyla insani yardımlara ek olarak, diplomasi, ticaret ve hukuk alanında da pek çok adım attık. İlk etapta 54 ürün grubunda İsrail'e ihracat kısıtlaması getirdik. Ardından İsrail'i ateşkese ve geçişine izin verdiği insani yardım rakamını arttırmaya zorlamak amacıyla İsrail'le ticareti tamamen durdurduk. Aldığımız kararla yaklaşık 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik. Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahil olma kararımızla katillerin hesap vermesini hedefliyoruz. "
Erdoğan, soykırım destekçilerinin, adalet divanına yönelik baskıları artarken, İslam ülkelerini davaya aktif olarak sahip çıkmaya çağırdıklarını söyledi.
"Vadedilmiş topraklar hayali, bunların gözünü kör etmiş"
Erdoğan, Türkiye'nin gerek ticaret gerekse hukuk alanında attığı adımların, diğer ülkelere de örnek olmasını beklediklerini vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi:
"Kardeşlerim, Müslümanlar olarak bir defa şunu görmemiz lazım. İsrail, Filistin topraklarına ilk kez saldırmıyor. İsrail, Filistin halkına yönelik ilk kez soykırım uygulamıyor. 1948 yılından beri neredeyse her gün, her an, İsrail saldırılarına şahit oluyoruz. Bundan 76 yıl önce başlayan işgal ve katliam politikası o günden bugüne sürekli artarak devam etti. Siyonist yayılmacılık, Filistin halkının topraklarını gasbetmeyi, gerekirse bunun için masum kanı akıtmayı kendine hak görüyor. Vadedilmiş topraklar hayali, bunların gözünü adeta kör etmiş durumda. Bu amaca ulaşmak için İsrail yönetimi, hiçbir kural, sınır, ahlak tanımıyor. Uluslararası hukuka bağlı bir devlet gibi değil de eli kanlı bir terör örgütü gibi hareket edenlerden insanlık bekleyemeyiz. Artık bir gerçeği kabullenmemiz gerekiyor, siyonistler ve işbirlikçileri, katliamcı ideolojileri neyi emrediyorsa bugüne kadar hep onu yaptılar, yapmaya da devam edecekler. "
"Hamas, kalıcı ateşkese giden yolda çok kritik bir adım attı"
Erdoğan, siyonist lobinin esiri olan Batılı ülkelerin, savundukları değerleri çiğneme pahasına kendilerine verilen talimatları yerine getirdiğini belirterek, "Bu zulme ortak olmayalım" çağrısıyla her hafta meydanları dolduran vatandaşlarına rağmen İsrail'e karşı seslerini asla yükseltemeyeceklerini söyledi.
Batılı ülkelerin Gazze'deki soykırımı görmezden gelerek, Hamas'ı bahane ederek, İsrail'e destek olmayı sürdüreceklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son 219 gündür yaşadıklarımız bize şunu çok net anlatıyor. Vicdan sahibi ülkeler ve toplumlar haricinde küresel sistemin efendilerinin İsrail'e baskı uygulamasını beklemek tamamen beyhudedir. Bunlar, 'Tavşana kaç, tazıya tut' diyerek hem uluslararası kamuoyundaki tepkiyi azaltıyor hem de İsrail'e yol veriyorlar. Son ateşkes görüşmelerinde buna bir kez daha şahit olduk. Biliyorsunuz, Pazartesi günü Hamas, Katar, Mısır, Amerika ve Birleşmiş Milletler garantörlüğündeki ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladı. Bizim de tavsiyelerimizle Hamas, kalıcı ateşkese giden yolda gerçekten çok kritik bir adım attı. Netanyahu yönetiminin cevabı ise refahtaki masumlara saldırmak oldu."
Erdoğan, kimin barıştan ve diyalogdan kiminde çatışmaların sürmesinden ve daha fazla kan dökülmesinden yana olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayarak, "Peki, Netanyahu'nun bu şımarıkları karşısında ciddi bir tepki gördün mü? Hayır. Ne Avrupa'dan ne de Amerika'dan İsrail'i ateşkese zorlayacak kayda değer hiçbir tepki gelmedi. Yasak savma kabilinden açıklamalarla süreci geçiştirmeyi seçtiler." dedi.
"Henüz Filistin Devleti'ni tanımayan bütün ülkeleri bir an önce Filistin Devleti'ni tanımaya davet ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, (İsrail işbirlikçilerinin) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki son oylamada insanlığın ortak vicdanı olmak yerine, yine İsrail'in yanında saf tuttuklarını söyledi.
Öncesinde de Güvenlik Konseyi'nde, Filistin Devleti'nin tam üyeliğini veto ettiklerini anımsatan Erdoğan, "Oysa evvelsi gün 143 ülkenin 'evet' dediği, 25 ülkenin çekimser kaldığı karar, İsrail'in ve işbirlikçilerinin ne kadar yalnız olduğunu göstermiştir. Kararla birlikte Filistinli kardeşlerimiz, Birleşmiş Milletler çalışmalarına artık daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla katılabilecekler." diye konuştu.
Türkiye olarak kendilerinin de güçlü destek verdikleri bu kararın çıkmasından memnuniyet duyduklarının altını çizen Erdoğan, "Henüz Filistin Devleti'ni tanımayan bütün ülkeleri bir an önce Filistin Devleti'ni tanımaya davet ediyoruz." çağrısını yaptı.
Kur'an-ı Kerim'de, "Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın, dağılıp ayrılmayın." buyurulduğunu dile getiren Erdoğan, "Müslümanlar olarak hakkın yanında durmak, gerçek anlamda, samimi anlamda Allah'ın ipine sarılmak, yegane kurtuluş yolumuzdur." ifadesini kullandı.
Erdoğan, şu an insanlığın büyük bir sınav verdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Dün bu imtihan Suriye'de veriliyordu. Daha önce Afganistan'da, Irak'ta, Yemen'de, Somali'de, Bosna'da sınandık. Şimdi de Müslümanlar olarak Gazze'de bir imtihana tabi tutuluyoruz. Ya bu imtihandan alnımızın akıyla çıkacağız ya da bir ömür boyu kalbimizde ağır bir pişmanlık yüküyle yaşamak zorunda kalacağız. Şunu çok net ifade etmek isterim, başkalarından medet ummak Müslümanlara yakışmaz. Biz önce kendimizden, kendi hesabımızdan sorumluyuz. Filistin halkına karşı kardeşlik görevimizi yapmakla mükellefiz. Elimizle, dilimizle engelleyerek buna imkanımız olmadığında, en azından kalbimizle buğzederek zulme karşı durmak zorundayız."
"Gazze'nin yeniden imarı için şimdiden hazırlıklara başlayacağız"
İnsani değerlerin sınandığı Gazze imtihanında herkesin kendisine yakışanı yapacağını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Birileri İsrail'e koşulsuz destek verecek, katliamlarını örtecek, vicdanlarını rafa kaldırıp her platformda İsrail'in avukatlığını üstlenecek. Biz de Müslümanlar olarak Rabb'imiz neyi emrediyorsa onu yapacağız. Kimin ne dediğine bakmadan Filistinli kardeşlerimize, tüm imkanlarımızla sahip çıkacağız. İsrail'in katliamlarına karşı tepkimizi, meşru zeminde kalarak her fırsatta açıkça göstereceğiz. İsrail'in her vicdanlı sesi antisemitizm sopasıyla susturmasına fırsat vermeyeceğiz. Soykırımcı katilleri ifşa etmeye, bunların maskelerini indirmeye, katliamlarını yüzlerini haykırmaya devam edeceğiz. Yöneticilerimizi, İsrail üzerinde daha fazla baskı kurmaları, İsrail'i ateşkese icbar edecek ticari, hukuki ve diplomatik adımları atmaları noktasında teşvik edeceğiz. Gazze ve Ramallah'taki mazlumlara gönderdiğimiz yardımları artıracak, Gazze'nin yeniden imarı için şimdiden hazırlıklara başlayacağız."
Tüm bunları yaparken, üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin Gazze'deki soykırımı unutmayacak ve unutturmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yine bu süreçte para, makam ve siyasi ikbali için İsrail mezalimine lojistik destek sağlayanları da unutmayacağız. Sizlerin gayretiyle, samimi dualarıyla zulme karşı verdiğimiz mücadelenin inşallah daha da kuvvetleneceğine inanıyorum. Bu önemli toplantının Gazzeli Müslümanlar için mazlumlar için umuda, kurtuluşa ve barışa vesile olmasını diliyorum. İstişare toplantısının düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik ediyorum. Ülkelerinizdeki tüm kardeşlerime selamlarımı, muhabbetlerimi iletmenizi rica ediyorum."