PKK’nın fesih kararı sonrası meclis bünyesinde kurulan ‘süreç’ komisyonu eski başkanlarını dinledi. 7’inci kez toplanan komisyon eski Meclis başkanları Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop’u dinledi.
Eski Meclis Başkanı Hikmet Çetin, silah kullanan ve kullanmayan ayrımı yaptı. Çetin, "Silah kullanmış, insanları öldürmüş insanları bu aşamada affetmek zor" görüşünü savundu. Çetin, 15-20 PKK'lının de yurt dışına gönderilebileceğini kaydetti. Çetin, bu noktada İsveç, Norveç, Danimarka, Güney Afrika ülkelerini önerdi. Çetin, “Zamanı geldiğinde bu isimlerin de affedilebileceklerini bilmesi gerekir. Şu aşamada zor” şeklinde konuştu.
Çetin, ileriki süreçte herkesin evine dönmesi için çalışmalar yapılmalı gerektiğini belirtti.
Ömer İzgi, sorunun temel kaynağı olan önermelerde bulundu. İzgi, "Suç işleyen herkes, mutlaka cezasını çekecektir" diye kaydetti. İzgi, konuşmasının devamında "Yapılacak düzenlemeler için yasa çıkarmak gerekiyorsa yasa çıkarılacak, Anayasa değişikliği yapılması gerekiyorsa o da yapılmalıdır. TBMM'nin yapamayacağı bir şey yoktur" diyerek, bu durumu da şarta bağladı. İzgi, "Ancak Anayasa'nın ilk üç maddesi ve 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyen altıncı maddesi değiştirilemez. Odak noktamız, fesih ve buna bağlı düzenlemeler olmakla birlikte, gerekiyorsa Anayasa değişikliği de yapılacaktır" ifadelerini kullandı.
İzgi, Anayasa'daki "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" ifadesini içeren 66'ncı maddesinin değiştirilebileceğini, "Türkiye ahalisine din ve ırk ayrımı olmaksızın vatandaşlık itibarı ile Türk denir" ifadesinin Anayasa'da yer alabileceğini söyledi.
Bülent Arınç, belediye eşbaşkanlarının ve milletvekillerinin tutuklandığını hatırlatarak, Kürtlerin eşit vatandaş olmak istediklerini söyledi ve "Kuru hamasetle yola çıkılmaz. Kardeşiz, etle tırnağız deniyor. Bunlar tali gerçekler" dedi.
Arınç, "Geldiğimiz nokta denizin bittiği, geminin karaya vurduğu bir noktadır. Eli yukarıdan tutarak başlatan Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanının kararlılığı iradesi ve komisyonun çalışmaları işin yürütücüsü olacaktır" dedi.
Arınç, DEM Parti'nin çalışmalarına işaret ederek, "En çok DEM'den çekiniyorduk, DEM öncü oldu; takdir ediyorum. Bu süreçte hepimizden daha gayretli, iyi niyetli" diye kaydetti.
Orhan Doğan, Selim Sadak, Hatip Dicle ve Leyla Zana ile yıllar önce birlikte siyaset yaptıklarını belirten Arınç, yurt dışına gitmek zorunda kalan Selim Sadak'ın hasta olduğunu öğrendiğini söyledi. Arınç, Selim Sadak ve yurt dışındaki siyasetçilerin ülkelerine dönmeleri gerektiğini ifade etti.
Kullanılan dile dair uyarılarda da bulunan Arınç, "Geçmişe ait hangi söylemleri kullandıysanız bunları unutun" dedi. Arınç, "Tarihi tersine çeviremeyiz. Yeni başladığımız yol konvansiyonel silahlarla harp yapılması değildir. Yeni metotlarla yeni heyecanlarla bu süreci sonlandırmamız lazım" dedi.
Arınç, şunları kaydetti: "Anayasa'yı değiştirebiliriz. Zaten 3'te 2'sinden fazlası değişti. Ama çağdaş, daha az maddeli bir anayasa, özgürlükçü bir anayasaya her zaman ihtiyacımız var. Ama bu komisyonun görevi yeni bir anayasa hazırlamak değil."
Arınç, "Biz teröristle mücadele ettik, terör olgusunu ortaya çıkaran sebeplerle mücadele etmedik" değerlendirmesinde bulundu. Arınç, komisyona öneriler de sundu. AİHM ve AYM kararlarının uygulanması gerektiğini ifade eden Arınç, "AİHM ve AYM kararlarının uygulanması bizler için bir gerekliliktir. 'İmzaladığımız Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Kararlarını tanımıyoruz' diyemeyiz. Kararları dikkate almak uygulamak zorundayız. 90. Madde 145'inci madde orada duruyor" dedi.
Adil ve eşitlikçi bir infaz mevzuatının hayata geçirilmesi gerekliliği de Arınç, ayrıca Bahçeli'nin gündeme getirdiği Umut Hakkı'nın mutlaka uygulanması gerektiğini ifade etti. Arınç, "Kimin istifade edeceğini düşünmeyelim. AİHM'in kararının üzerinden 10 sene geçti" dedi.
Genel affın da zaruri ihtiyaç olduğunu kaydeden Arınç, "Yargı konusundaki güvensizliğin hat safhaya ulaştığı bir noktada mutlaka düşünülmeli" dedi.