Görmenin Ötesinde Bir Yolculuk
“Gözlerimle değil, belki de onlardan çok daha derin ve hakiki bir pencereden — kalbimle gördüğüm bir dünyanın içinde yürüyorum. Adımlarımın yönünü belirleyen şey, ışığın coşkun seli değil; bastonumun çıkardığı tok ve güven veren sestir. Her ‘tık’ sesi, karanlık bir gecenin ortasında yanan bir fener misali bana dünyanın hâlâ önümde uzandığını, yolların ve hayatın engelsiz bir şekilde bana da ait olduğunu fısıldar.
Beyaz baston… O, sıradan bir nesne değil; bir görme engellinin tüm dünyaya ‘Buradayım! Varım ve yürüyorum!’ deyişidir.”
Bir Farkındalık Adımının Hikâyesi
Taş, beyaz bastonun bir tesadüf sonucu ortaya çıktığını hatırlatarak şunları aktardı:
“Yıl 1921, yer Londra… Görme yetisini trajik bir kaza sonucu kaybeden fotoğrafçı James Biggs, trafikte fark edilme zorluğu yaşar. Çözümü basittir ama derin bir anlam taşır: Bastonunu fark edilmek için beyaza boyar. O gün atılan bu küçük adım, yıllar içinde milyonlarca görme engellinin güvenliğinin, özgürlüğünün ve onurunun simgesine dönüşür.”
Bugün beyaz bastonun sadece fiziksel bir yön bulma aracı değil; aynı zamanda hayata tutunma, varoluş çabası ve zorluklara rağmen ilerleme iradesinin sembolü olduğuna vurgu yaptı.
Bağımsızlığın Yeni Sınırı: Dijital Erişilebilirlik
Ahmet Taş, bağımsızlığın artık sadece fiziksel dünyayla sınırlı olmadığını, dijital alanın da aynı derecede önemli hale geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Hayatın en büyük meydanları artık fiziki değil, dijitaldir. İnternet, bankacılıktan eğitime, sosyal yaşamdan habere kadar her şeyi barındıran dev bir şehre dönüştü. Fiziksel dünyadaki engelleri aşmamızı sağlayan beyaz bastonun ruhu, bugün dijital dünyaya da taşınmak zorundadır. Dijital erişilebilirlik, bu yeni şehirdeki bağımsızlığımızın temel dayanağı ve modern beyaz bastonumuzun ta kendisidir.”
Taş, erişilebilirliğin bir lütuf değil, temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Fiziksel dünyada bir rampa veya hissedilebilir yürüme yüzeyi neyse, dijital dünyada da ekran okuyuculara uyumlu kodlama, doğru etiketlenmiş görseller, yeterli kontrast ve yalnızca klavye ile navigasyon imkânı odur.
Bir web sitesi erişilebilir değilse, bu bizim için beton bir duvardan farksızdır. Dijital dünyada her ‘tık’ sesinin karşılığını almak, körlüğün önlenmesi demektir.”
Bir Çağrı: Bastonun Sesini Duyun
“Beyaz baston, benim yarına açılan en sağlam kapımdır. Onunla sokağa adım atmak sadece mekanik bir yürüyüş değildir; o, boyun eğmemenin ve bağımsızlığın ilk ve en cesur adımıdır. Bastonum, elimde taşıdığım somut bir umut, sarsılmaz bir cesaret ve özgürlük sembolüdür.
15 Ekim Dünya Beyaz Baston ve Güvenlik Günü, sadece bir takvim notu değil; tüm topluma yapılmış yürekten bir çağrıdır. Bastonun sesini duyun. O ‘tık’ sesine dikkat kesilin. Fiziksel dünyada yolları açın, sanal dünyada kodları erişilebilir kılın.
Unutmayın, kolaylaştırıcı olmak insan olmanın en temel gereğidir.”