Türkiye, tarihi bir dönemeçten geçerken, Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası PKK’nın silah bırakma kararı, toplumda barış umutlarını yeniden güçlendirdi.
Çatışmalı süreçte yakınlarını kaybeden iki farklı kesimden aileleri konuştu .
Çocuğunu dağda kaybeden Gülbeyaz Mıhçı ile 1997 yılında güvenlik korucusu olan babası şehit düşen MÜSİAD Hakkari İl Başkanı Adnan Öveç, sürece en güçlü çağrılarını “annelik” üzerinden yaptı. İki tarafın ortak duygusu netti: “Anneliğin siyaseti, gözyaşının rengi olmaz.”
“Silahların Bırakılması Çok Daha Önceden Olmalıydı”
Babası 1997 yılında güvenlik korucusu olarak şehit düşen Adnan Öveç, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu süreçteki tutumunu “samimi ve kapsayıcı” bulduğunu belirterek şunları söyledi:
“Silahların bırakılması çok önceden olması gereken bir adımdı. Cumhurbaşkanımızın bugün sergilediği kardeşçe duruş çok yerindeydi. Devletin tüm vatandaşları kucaklayan bu samimi yaklaşımı her kesim tarafından görülmeli.”
“Annelik Ne Siyasidir Ne de İdeolojik”
Öveç’in en dikkat çekici sözleri ise annelik üzerinden yaptığı çağrıda toplandı:
“Annelik kutsaldır. Annelik ne siyasi bir kimliktir ne de ideolojik. Bir annenin gözyaşının rengi olmaz. O gözyaşı yere düşüyorsa, kimin annesi olduğuna bakmadan hepimiz sahip çıkmalıyız. Çünkü bu sürecin en büyük mimarı annelerdir.” “Bu ülkede hep birlikte eşitçe yaşamak istiyoruz” Kürt kimliğini açıkça ifade eden Öveç, devletin sunduğu fırsatlarla her alanda var olabildiğini de ekleyerek, “Ben bir Kürt’üm. Ama devlet hiçbir zaman beni dışlamadı. Her zaman sahiplendi. Babamı kaybetmiş bir çocuk olarak devlet bana babalık yaptı, okumamı sağladı, beni büyüttü. Biz 780 bin kilometrekarelik bu ülkede hep birlikte eşitçe yaşamak istiyoruz. Herkesin kendini ifade edebileceği bir ülkeyi birlikte kurabiliriz” dedi.