Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bizim darbecilerin yazdığı bir anayasa değil de milletin temsilcilerinin Meclis’te uzlaşarak bir toplumsal sözleşme hüviyetinde yeni bir anayasayı yapmak milletimize olan borcumuz. İnşallah 28'inci dönem parlamentosu, bu borcu yerine getirerek Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başlarken yeni bir anayasayla yolumuza devam ederiz" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Tekirdağ'da, 'AK Parti Türkiye Buluşmaları' programına katıldı. Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'ndeki programa Bakan Tunç'un yanı sıra eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile milletvekilleri, belediye başkanları ve partililer katıldı. 'Türkiye Buluşmaları'nın Tekirdağ'dan başladığını söyleyen Bakan Tunç, ilçelerde değişik illerden gelen milletvekillerinin, esnaf ve vatandaşla bir araya geleceğini ve onları dinleyeceğini belirtti. AK Parti kurulduğundan bugüne kadar yapılan çalışmaları anlatan Bakan Tunç, "Tabii ki hedefimiz yeni bir anayasa. Bu anayasanın yapılması da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde partilerimizin uzlaşmasıyla inşallah mümkün olacak. Burada uzlaşmaya yanaşanlara milletimiz evet takdir edecektir ama uzlaşmaya yanaşmayanlarla ilgili olarak da önüne gelen ilk sandıkta cevabını verecektir. Bizim temennimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir uzlaşmanın sağlanması. Türkiye'nin demokratik, yeni, sivil, katılımcı bir anayasaya, bir toplum sözleşmesine sahip olması. Anayasamız bizim bir toplum sözleşmesi değil. Bir darbe sonrası, darbeciler tarafından yazdırılan bir anayasa. Sadece darbeciler tarafından yazdırılmış olması bile değişmesi için tek sebep, yeter sebep. Bu anayasada biraz önce bahsettiğim o reform sayılan değişikliklere rağmen, vesayetçi ruh tamamen ortadan kalktı mı? Bunu söylemek mümkün değil. 184 kez değişikliğe uğrayan ki 177 maddesi var, madde sayısından fazla değişikliğe uğrayan bir anayasayla yolumuza devam ediyoruz. Tabii bu çok sayıdaki değişiklik 2010'da yaptığımız, 2017'de yaptığımız değişiklikler, 1982'de kurgulanan bir anayasaya sonradan monte edilen yapılar, reformlar elbette ki maddeler arasındaki yeknesaklığı da bozmuş durumda. O nedenle bizim darbecilerin yazdığı bir anayasa değil de milletin temsilcilerinin Meclis’te uzlaşarak bir toplumsal sözleşme hüviyetinde yeni bir anayasayı yapmak, milletimize olan borcumuz. İnşallah 28'inci dönem parlamentosu, bu borcu yerine getirerek Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başlarken yeni bir anayasayla yolumuza devam ederiz" dedi.
'SOYKIRIM SUÇLUSUNU AYAKTA ALKIŞLAYANLAR, DÜNYANIN YÜZ KARASIDIR'
Bakan Tunç, dünyada hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceklerini belirterek, "Maalesef bir yıla yakın, neredeyse bir yıl olacak, 7 Ekim'den bu yana Filistin'de, Gazze'de kadınlar katlediliyor, çocuklar katlediliyor. 40 binden fazla Filistinli şehit edildi, bütün dünyanın gözü önünde. Türkiye olarak hep Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. İnsani yardımlarla yanında olduk. Yine oradaki soykırımcıların yargılanmasıyla ilgili, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, Uluslararası Adalet Divanı’nda hesap vermeleriyle ilgili girişimlerde bulunduk ve bulunmaya da devam edeceğiz. Uluslararası kuruluşların nasıl bu anlamda çözümsüz olduğunu, nasıl insanlığın sorunlarına çare olamadığında üzülerek görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Dünya 5'ten büyüktür' derken, 'Daha adil bir dünya mümkündür' derken işte bu uluslararası sistemin insanlığın sorunlarına cevap veremediğini hep işaret etti. Uzun yıllardır da bunu söylüyor. Birleşmiş Milletler kürsüsünden bunu dile getiriyor. Evet uluslararası sistem, insanlığın sorunlarına çare olamıyor. Uluslararası mahkemelerin kararları uygulanmıyor, etkinliği yok. Uluslararası Adalet Divanı'nın aldığı tedbir kararlarına maalesef uyan yok. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, o kararları icra etmesi lazım, icra etmiyor çünkü orada bir veto yetiyor icra etmemek için. Sistem maalesef bu. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin başsavcısı, 'Burada suç var' diyor. 'Netanyahu ve arkadaşları soykırım yapıyor. Tutuklamaya yönelik yakalama kararı talep ediyorum' diyor, mahkemenin başsavcısı ama mahkemenin kılı kıpırdamıyor, sadece dilekçeyi vermekle kalıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının yakalama talep ettiği bir kişi gidiyor Amerikan Kongresi'nde ayakta alkışlanıyor. İşte o soykırım suçlusunu ayakta alkışlayanlar o soykırım suçunun ortağıdırlar ve dünyanın yüz karasıdırlar" dedi.
'HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜ ARTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Bakan Tunç, konuşmasında, "Biz demokrasinin yanında milli iradenin yanında durmaya devam edeceğiz. Milletimiz 15 Temmuz o karanlık gecesini aydınlığa çevirmeyi başardı ve biz bugün burada bu toplantıyı yapabiliyorsak aziz milletimiz sayesinde, o kahramanlar sayesinde gerçekleştiriyoruz. Onlara şükran borçluyuz. Onlar için ne yapsak azdır. Türkiye'nin 22 yıllık iktidar süreci içerisinde fiziki kalkınmasını, her alanda kalkınmasını, 81 vilayete hiçbir ayrım yapmadan çalıştık. Üniversitelerinden, havalimanlarına, barajlarından tünellerine varıncaya kadar. Hızlı trenlerinden otoyollarına, hastanelerine varıncaya kadar her alanda ülkemiz altyapısıyla üstyapısıyla gelişti. Enerji projeleriyle ekonomide 3 kat, 4 kat büyüdük. Bugün asgari ücret 500 dolara kadar yükseldi. Bizim devraldığımızda 100 dolar civarındaydı. Etrafımızdaki savaşlar, pandeminin etkisi, 6 Şubat depremleri, tüm bunlar elbette ki ekonomimizi etkiledi. Şimdi yeni ekonomik programımızda, Orta Vadeli Program dün Resmi Gazete'de de yayınlandı, güncellendi ve inşallah yine 2002'de o çift haneli aldığımız enflasyonu tek haneli rakama nasıl düşürmüşsek, yine düşürmeyi başaracağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Halkımızın alım gücünü arttırmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'AÇIK ARA BİRİNCİ PARTİ OLDUK, YİNE OLACAĞIZ'
Bakan Tunç, Türkiye'nin fiziki kalkınmasını sağlarken, yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması, darbelere dirençli olması için de çok önemli yapısal reformları hayata geçirdiklerini belirterek, "Temel hakları güçlendirdik. İnsan Hakları ihlallerini önledik. Faili meçhulleri önledik. Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz reformlarla, o sessiz devrim sayılan reformlarla, hak arama yollarını daha da genişlettik. Hukuk devleti ilkesini takip ettik. Hakimler Savcılar Kurulu'nun yapısı, Anayasa Mahkemesi'nin yapısı, Yüksek Askeri Şura'nın yapısı, Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısı, tüm bunları demokratik hukuk devleti ilkelerine uygun hale getiriyoruz. Bunları milletimizin onayıyla yaptık. Darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı anayasamızda, çıkardık milletimizin desteğiyle. Gerektiğinde sıkıyönetim ilan edilebilir diye bir madde vardı anayasamızda. Demokratik bir devlette gerektiğinde sıkıyönetim ilan edilebilir diye, evet darbecilerin yazdığı anayasada bu vardı. Milletimizin onayıyla kaldırdık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek o koalisyonlar dönemini sona erdirdik. 1,5 yılda bir değişen hükümetler dönemini sona erdirdik, istikrarsızlığa son verdik. Halkın doğrudan doğruya yürütmeyi de yasamayı da belirlediği bir demokratik sisteme, Cumhuriyetimizi güçlendiren bir sisteme adım atmış olduk. Yine anayasamızda gerçekleştirdiğimiz 'Kamu Denetçiliği'nin kurulması gibi vatandaşlarımızın kamuyla ilişkilerinde onların sözcüsü olacak, onun hakkını savunabilecek, başvurabileceği bir mekanizmayı oluşturduk. Kişisel verilerin korunması gibi, özel hayatın korunmasını sağlayan önemli yapısal dönüşümleri hayata geçirdik. Bilgi edinme hakkından tutun, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkına varıncaya kadar çok sayıda düzenlemeyi milletimiz için hayata geçirdik. Temel hak ve özgürlükler alanında, kadın haklarıyla ilgili, çocukların korunmasıyla ilgili bunların hem anayasal düzenlemeler hem de uygulamalarla ilgili çok önemli mesafeler aldık. İşte bunları yaptığımız için her seçimde milletimizden takdir topladık ve dünya demokrasilerinde yüzde 85'le katılımın olduğu hiçbir ülke yok. Ne Amerika'sı, ne Avrupa'nın 'Demokrasinin beşiğiyiz' diyen ülkeleri yüzde 55'i 60'ı ancak buluyor. Ama her seçimde yüzde 85 katılımla, şeffaf seçimlerle açık ara birinci parti olduk. Yine olacağız, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
'TERÖRÜN HER TÜRLÜSÜNÜ YOK EDİNCEYE KADAR MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK'
"Cumhurbaşkanımızın liderliğinde biz dünyada da adaleti, hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz" diyen Bakan Tunç, şöyle devam etti:
"Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Dünya mazlumlarının yanında olmaya devam edeceğiz. İnsan haklarını savunan, dünyada adaleti savunan bir Türkiye eksenini kurmaya devam edeceğiz. Terörün her türlüsünü yok edinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Gençleriyle, kadınlarıyla, bütün toplum kesimleriyle, yaşlısıyla, emeklisiyle, huzurlu bir geleceği, Türkiye vizyonunu inşa etmek için çabalamaya devam edeceğiz. Burada elbette ki teşkilatlarımız çok önemli. Ben de teşkilattan gelen bir kardeşiniz olarak, özellikle teşkilatlarımız ki şimdi kongre sürecine giriyoruz. Birlik beraberliğimiz çok önemli. Güçlü olmamız bu yoldan geçer. Eski, yeni fark etmeden, kuruluştan itibaren herkesi kucaklayarak, herkesi hatırlayarak, her kesime giderek, her düşünceye saygı duyarak ve bütün toplum kesimleriyle kucaklaşarak inşallah. 12 milyon dedi başkanımız, bu üye sayısını arttırdıkça oylarımızı da ikiye çarpmış oluyoruz. Yani önümüzdeki süreçte 12 milyon üyemizi biz 15 milyon, 20 milyona çıkardığımızda oy sayımız da 30 milyon, 40 milyona ulaşır. Dolayısıyla hep beraber teşkilat olarak bu çalışmayı gerçekleştirdiğimizde milletimize büyük bir fayda sağlamış oluruz. Bu sinerji hükümet uygulamalarına da çok olumlu yansır ve ülkemizin hem ekonomide, çevremizde hem kuzeyimizde hem güneyimizde bir terör devleti kurulma mücadelesine, kurulmasına karşı verdiğimiz mücadelede başarılı olduk çok şükür. İşte Rusya-Ukrayna savaşı ekonomimizi çok olumsuz etkiledi. 6 Şubat depremleriyle 11 vilayetimiz, 14 milyon insan etkilendi, evsiz kaldı. Pandeminin etkisi zaten devam ediyordu. Bütün bunlar bir araya geldi. Hep ekonomide bir daralmaya, enflasyonun yükselmesine neden oldu. Ama bunun geçici olduğunu ve nasıl 2001'de, 2002'de başardığımızı gördü bu millet, yine başaracağız ve programı titiz bir şekilde uygulayan bir ekonomi yönetimimizle inşallah Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o sıkıntıdan da ülkemizi kurtararak yolumuza devam edeceğiz."
Bakan Tunç, Tekirdağ'da Bölge Adliye Mahkemesi'nin açılışını gün içinde gerçekleştireceklerini belirterek, "Artık Tekirdağ'ımız bir merkez. Tekirdağ Bölge Adliye Mahkemesi İstanbul'dan ayrılacak. Dosyalar İstanbul'a gitmeyecek. İstanbul'un da iş yükü bu şekilde azalmış olacak. Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illerimiz burada. Daha hızlı yargılama, daha çabuk hakka kavuşma anlamında Tekirdağ Bölge Adliyemiz, başkanımız geçen sene açalım diye çok ısrar etmişti. Geçen sene yetiştiremedik. Kararname çalışmalarımız vardı. Binamız hazırdı, bu sene artık gecikmesin dedik ve açılışını hakimlerimizin tayinlerini de yaptık, görevlere başladılar. Onlara da başarılar diliyoruz" dedi.