Anayasa Mahkemesi (AYM), 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın 2018 yılında Giresun Eynesil ilçesinde şüpheli şekilde ölümüne ilişkin soruşturmanın "özensiz yürütüldüğü" gerekçesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
AYM, Rabia Naz Vatan'ın annesi Atike Vatan ve babası Şaban Vatan'a 350 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi..
Rabia Naz Vatan, evinin önünde yaralı bulunmuş, daha sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
AYM ise Resmi Gazete'nin 1 Eylül'deki sayısında yayımlanan 29 Mayıs tarihli 29 sayfalık kararında, Rabia Naz Vatan'ın ölümüyle ilgili soruşturmanın "gerektirdiği derinlik ve ciddiyette yürütülmediğine" hükmetti.
Yüksek Mahkeme'nin kararı, Rabia Naz Vatan soruşturmasını yürüten savcılara da Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından "soruşturma sürecindeki kayıtsızlık ve düzensizlikleri nedeniyle (meslekte yeni ve tecrübesiz olduklarını gözeterek) "uyarma" şeklinde disiplin cezası verildiğini ortaya çıkardı.
Kararda ayrıca, Giresun Emniyet Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu'nun da aynı gerekçeyle ilçe emniyet müdürü vekili, komiser yardımcısı ve beş polis memuru hakkında kınama, bir polis memuru hakkında da bir günlük aylıktan kesme disiplin cezası tesis ettiğine yer verildi.
AYM kararında, Rabia Naz Vatan'ın ölümünün ardından olay yerine giden kolluk görevlilerinin bölgede trafik kazasına ilişkin emareler aradıkları ancak buna ilişkin herhangi bir şey bulunamadığı hatırlatıldı.
Kararda, kolluk görevlilerince olay yerinin çok kalabalık olmasına karşın "delillerin bulunarak toplanması ve muhafaza altına alınması ile değiştirilmesinin önlenmesi amacıyla" olay yerinin koruma altına alınmadığına dikkat çekildi. Çevrede, binada ve ikametgâhta gözlem/inceleme yapılırken görüntü kaydı yapılmadığı da kaydedildi.
Savcının da olay yerine gitmediğine vurgu yapılan kararda, kalabalığın da bölgeden uzaklaştırılmadığı belirtildi, "Bu durum olayın koşullarının aydınlatılmasına katkı sunması muhtemel delillerin toplanmasında özensizlik ve ciddiyetsizlik gösterildiğini ortaya koymaktadır" denildi.
Olay yerinde ilk incelemeyi yapan kolluk görevlilernin çatıya çıkmalarına karşın Rabia Naz Vatan'a ait okul çantasını bulamadığının ve çantayı olay akşamı sivil vatandaşların bulduğunun kaydedildiği AYM kararında ayrıca şu tespitler de yer aldı:
- "(Olay yeri incelemesi ve çantanın bulunmasına ilişkin) tutanaklar arasındaki açık çelişki soruşturmada, delil toplama ve kayıt altına alma hususunda gösterilen özensizliğin ve kayıtsızlığın başka bir göstergesi."
- "Bu durum, çantanın sonradan çatıda ortaya çıkmasının olay yeri ve çevresinin şüpheli ölüm vakasında kontrol altına alınmamasının/muhafaza edilmemesinin yani özensizliğin ve kayıtsızlığın bir sonucu olarak gerçekleştiği yönünde güçlü bir izlenim ve çantanın alana sonradan konulduğu, varsa çanta içinde/üzerinde mevcut delillerin ortadan kaldırıldığı veya değiştirildiği yönünde haklı bir şüphe uyandırmaktadır."
- "Rabia Naz'ın odasının olay gecesi birçok kişinin rahatlıkla girebileceği şekilde kontrolsüz bırakılması, günlüğün bir süre başka şahıslarca alıkonulması; hem olası başka delillerin de ihmal edilmiş hem de günlüğün tahrif edilmiş olabileceği yönünde haklı şüphe uyandırmaktadır."
- "Olay Yeri İnceleme Tutanağı'na da yansıdığı üzere çantadaki romanın intihara ilişkin kısmının ataşla tutturulduğu tespit edilmesine rağmen bu tespitten sonra dahi R.N.V.nin olaya ilişkin veri içerme ihtimali olan odasının, kişisel eşyalarının muhafaza altına alınmaması etkili soruşturma ilkeleriyle bağdaşmadığına, soruşturmanın yaşam hakkının güvencelerinin gerektirdiği derinlikte ve özenle yapılmadığına işarettir."
AYM'ye göre Rabia Naz Vatan'ın ayakkabıları ve kıyafetleri üzerindeki izlerin nereden bulaştığının tespit edilebilmesi için yapılan laboratuvar incelemelerinde kimyasal incelemeye uygun kalıntıya rastlanmadığı raporlandığından, söz konusu delillerin elde edilmesinde ve muhafazasında özenli davranılmadığı yönünde haklı bir şüphe söz konusu.
Yüksek Mahkeme, delillerin toplanmasında gösterilen ihmale/kayıtsızlığa bir başka örneğin ise, etrafta görüntü kaydı yapan kameranın bulunmaması ve ilk etapta olay yerinin kolluk tarafından fotoğraflanmaması, görüntü kaydı alınmaması karşısında ambulans/hastane kamera kayıtlarının da soruşturma sürecinde 2019 yılına değin talep edilmemesi olduğunu kaydetti.
Rabia Naz Vatan'ın ölümünün aydınlatılması konusunda kritik öneme sahip olduğu anlaşılan çoraplarının delil listesinde dahi bulunmadığı vurgulanan AYM kararında, bazı kritik ifadelerin de olaydan aylar sonra alındığına değinildi.
Kararda, savcılık aşamasında çok sayıda inceleme ve araştırma yapılmış olmasına karşın, olayın gerçekleşmesinden hemen sonraki sürecin büyük eksiklikler içerdiğine değinilerek şu değerlendirme yapıldı:
"Mevcut delillerin kaybolmasına ve sonradan yapılacak araştırmaların etkisiz hâle gelmesine neden olabilecek- ihmal, kayıtsızlık ve gecikme hâlinin soruşturmanın bütünü üzerinde etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin ilkelerle bağdaşmayacak mahiyette bir eksiklik/boşluk yarattığı ve soruşturmanın yaşam hakkının gerektirdiği derinlik ve ciddiyette yapıldığı yorumunu getirmeyi mümkün kılmadığı açıktır.
"Tüm bu tespit ve değerlendirmeler ışığında Rabia Naz Vatan'ın şüpheli ölümünü tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve varsa sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit eden, yaşam hakkının sağladığı güvencelerin gerektirdiği derinlik ve ciddiyette bir soruşturma yürütüldüğünü söylemek mümkün görünmediğinden soruşturma sürecine dair özensizlik, ihmal ve eksikliklerin yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği kanaatine ulaşılmıştır."
Rabia Naz Vatan, 13 Nisan 2018'de evinin önünde yaralı bulundu.
Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Rabia Naz Vatan'ın ölümüne ilişkin farklı iddialar gündeme geldi.
Ölümün nedeninin intihar ya da yüksek yerden düşme olduğu öne sürüldü.
Baba Şaban Vatan ise bir aracın kızına çarptığını ancak o dönem Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Giresun Milletvekili olan eski Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin devreye girmesiyle olayın üstünün kapatıldığını iddia etti.
Şaban Vatan, "Kızıma araba çarpmış ama geçirdiği çarpma ölümü ile sonuçlanacak kaza değil. Çarpanlar evimin yanına bırakarak teras kattan atlayıp intihar etmiş gibi bir hava vermeye çalıştılar. Kızım kan kaybından öldü" dedi.
Vatan, edindiği bilgelere göre Eynesil Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu'nun yeğeninin kazayı gerçekleştirdiğini de öne sürdü.
Nurettin Canikli ve Coşkun Somuncuoğlu iddiaları yalanladı, suçlamaları reddetti.
Hukuki yollara başvuran Şaban Vatan'ın, mahkeme kararıyla ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kaldırılması kararlaştırıldı.
Rabia Naz Vatan'ın ölümüne ilişkin soruşturmada 16 Temmuz 2020'de takipsizlik kararı verildi.
Görele Savcısı Emine Öveyik imzalı takipsizlik kararında şu ifadelere yer verildi:
"Soruşturma dosyası, araştırma sonucunda elde edilen tespitler, tanık beyanları, alınan adli tıp raporları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde; Rabia Naz Vatan'ın ölümünün yüksekten düşmesi sonucu meydana geldiği, başkası tarafından kasten ya da taksirle öldürüldüğü yönünde herhangi bir delilin tespit edilmediği, bu nedenle CMK'nın 172/1 maddesi gereğince kovuşturma olanağı bulunmadığından Kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına (karar verildi)."
Bu karardan iki ay sonra Rabia Naz Vatan'ın ailesi AYM'ye başvurdu.
Avukatlar Kemal Aytaç, Özlem Burçin Şahan ve Medine Turantaylak, AYM'den hak ihlali kararı vermesini, Rabia Naz Vatan'ın ailesine 1 milyon TL maddi ve 1 milyon TL manevi tazminat ödenmesini talep etti.
Kızının şüpheli ölümüyle ilgili olarak adalet mücadelesi yürüten Şaban Vatan ise Nurettin Canikli'nin şikayeti üzerine 2019'da açılan davada 1 yıl 8 ay hapis cezası aldıktan sonra cezaevine girmişti.
Şaban Vatan, 38 gün kaldığı cezaevinden 21 Ağustos'ta tahliye edilmişti.
Vatan, Espiye Açık Cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada, "Mücadelemiz Rabia Naz için adalet. Sonuna kadar devam. Asla pes etmeyeceğiz" demişti.