Son dönemlerde çek ve senetle alışverişin artması, bunun yanı sıra, senedi ve çeklerini tahsil edemeyenlerin başvurduğu icra işlemlerinde büyük artış kaydedildiğini belirten Er, son 10 yılda yüzde 100 artarak 19 milyona ulaşan icra işlemlerinde devreye giren hukuk büroları, adeta vatandaşın kâbusu olduğunu söyledi.
Senedini ve çeklerini ödeyemeyen zor durumda kalan vatandaşın borçları için icra soruşturmasına uğrayan vatandaşlar sürekli bazı hukuk bürolarının taciziyle karşılaştığını iddia eden Er, bazıları da bu korku yüzünden başka şekilde borçlanarak borcunun kat kat fazlasını, 'icra dosyası masrafı, avukatlık ücreti' gibi isimler adı altında ödemek zorunda kalıyor dedi.
İşadamı Er,”İcra" kelimesini duyan bazı vatandaşlarda panikle yeni bir borca girerek ödeme yapmak zorunda kalıyor. İcra işlemlerini takip eden bazı avukatlık bürolarının katı tavırları da oldukça rahatsız edici, başvurdukları yöntemleri görünce insanın ağzı açık kalarak bu nasıl insanlık diyebiliyoruz. İnsanların para kazanmak adına bazı katı yöntemlere başvurmalarını anlamakta inan çok zorlanıyorum.
İnsanlık böyle olmamalı diye düşünüyorum. Eskiden helal süt ya da haram girmeyen ev kavramlarına ne oldu çok merak ediyorum. Evden çıkmadan çocuklarına defalarca öğütlenen “evladım sadece doğru olanın peşinden git” nasihatlerini veren babalar aile reisleri şimdi nereye gitti?
Toplum bu hale gelmemeli, elbette sıkıntılar olabilir. Bu mevcut sıkıntıların geçici olduğuna inaniyorum. Kimse borcunu ödememezlik yapamaz. Bu anlamda biraz daha müsamaha gösterilmesi bir zaruriyettir diye düşünüyorum.
Yani sırf birisini zor duruma düşürmek için bile böyle bir yola başvuran ve bunu alışkanlık haline getirip haksız kazanç sağlayan avukatların da olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu kanıya nereden vardığımı soracaksınız. Gelen şikâyetlerden bu yorumu yapıyorum.
GSM şirketleri, bankalar ve son günlerde elektrik şirketleri sıklıkla bu yöntemi kullanmaya ve vatandaşı mağdur etmeye başladılar. Birebir şahit olduğum bazı olaylar da var. Örnekleyerek size aktarmak isterim ki durumun ne kadar vahim olduğunu daha iyi anlayabilin.
Benim asıl düşündüğüm sıradan vatandaşlar. Acaba onlar neler yapıyor? Daha haklarını aramayı bile bilmiyorlar. Bazılarımızın tanıdıkları bazılarımızın avukatları var ve bir şekilde işleri çözebiliyorlar. Peki ya diğerleri? Onlarda bu ülkenin evlatları değil mi? Asıl yardıma ihtiyacı olanlar onlar değil mi?
Bu yola başvuranlarında hukukçu olduğunu düşündüğümüzde işin vahameti daha da artmaktadır. Avukatları gerçektende bu konularda biraz daha etik davranmaya davet ediyoruz.Yüksek katlanan icra borcunun etkileri ile hayatlarına son veren vatandaşların olduğu ve sürekli medyaya yansıdığı da bilinen bir gerçektir.
Sokakta kime sorsanız sorun icra borçları nedeniyle vatandaşın nasıl can çekiştiğini duyacaksınız. Vatandaşın ödeme gücü olsa zaten o ilgili ödemeye yapacaktır. Ülkemizde % 2 oranında dolandırıcılık yapan şahıslar olabilir. Ama her vatandaşı aynı keseye sokup borç kıskacıyla karşı karşıya bırakmak geçmişte olduğu gibi gelecekte de sosyal yaralara iflaslara ön ayak olunacaktır.
Her vatandaşın bakmakla mükellef olduğu bir ailesi sorumlulukları vardır. Yüksek vekalet ücretleri ve katlanan icra masrafları vatandaşın ödeme yapmasında büyük olumsuzluklar yaşatıyor. Vatandaşın adına olan tarlası, evi dükkanı işletmesi icra yoluyla haciz edilerek adeta yaşamına son verilerek, yere çivileyerek, adeta adım atması engellenmektedir.
Bunu kefilleri içinde aynı yol izlenmektedir. Burada dürüst olan geçmişinde ödemelerini zamanında yapan istihdama ön ayak olan ülke ekonomisine bir hayli katkı sunan esnaflarında yok oluşu gözler önüne sürükleniyor.
Avukatların katı kurallarla sosyal yaralar oluşturacağına biraz daha esnek ve yapıcı davranarak borç ve alacaklı arasında bir köprü oluşturabilirler. Elbette avukatlar kazanmasın demiyoruz.
Ancak bu kazançları makul ve seviyeli olmalı, ödemesini yapmak isteyen dürüst vatandaşların da çok yıpratılmaması ve sosyal yaralara meydan verilmemesi gerektiğini düşünmekteyim” şeklinde konuştu.
İHA
