Meme ve Endokrin Cerrahisi Dr. Murat Bulut Özkan, “Türkiye bulunduğu konum itibariyle iyot miktarının az olduğu bölgedir. İyot eksikliğine bağlı tiroid hastalıklarının önüne geçilebilmesi için anne karnından itibaren iyotlu tuz gereken ölçüde alınması gerekiyor. Dolayısıyla ülkemizde nodül görülme oranı iyot eksikliği olmayan bölgelere göre daha sıktır. Türkiye’de her iki kişiden biri tiroid hastasıdır” dedi.
Yaşamsal öneme sahip tiroid bezlerinde salgılanan tiroid hormonunun salgılanmasında yaşanabilecek düzensizlik hayati tehlikeye varan yan etkileri ortaya çıkarıyor. En sık görülen hastalıklardan biri olan tiroid nodüllerine dikkat çeken Güven Hastanesi Meme ve Endokrin Cerrahisi Dr. Murat Bulut Özkan, nodüllerin kontrolü ve takibinin düzenli olarak yapılması gerektiğinin önemine vurgu yaparak tiroid nodüllerinin taşıdığı en büyük riskin kanser olduğunun altını çizdi.
Tiroid hormonu üretimi için iyotun çok önemli olduğunu söyleyen Dr. Özkan, “Türkiye endemik iyot eksikliği olan bölgelerden biri. Bu nedenle günlük yeterli miktarda iyot almamız, sağlıklı yaşam sürdürmek için çok önemli” diye konuştu.
SES KISIKLIĞINA DİKKAT
Tiroid nodüllerinde belirtilerin, nodülün yerleşimine, boyutuna, hormon salgılama durumuna ve kanser olup olmamasına göre değiştiğini söyleyen Dr. Özkan, ses kısıklığının da baskın bir belirti olduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Genellikle hastalar boyunda şişlik şikâyeti ile başvururlar. Özellikle, büyük nodüller çevre organlara veya dokulara baskı yaparak belirti verebilir. Ses tellerine giden sinirlere yakın yerleşimli bir nodül ses kısıklığı, yemek borusuna yakın yerleşimli bir nodül yemek yerken takılma hissi, nefes borusuna komşu bir nodül nefes darlığı gibi belirtileri gösterebilir. Bazı nodüller hormon salgılayıp başka belirtileri ortaya çıkarabilmektedir. Bunlar; sinirlilik, sıcağa tahammülsüzlük, aşırı terleme, ellerde titreme, kilo kaybı, kadınlarda adet düzensizliği, ateş basması gibi belirtilerdir.”
KANSERLİ TİROİD NODÜLÜNÜN TEDAVİSİ CERRAHİ
Kanserli tiroid nodülünün tedavisinin cerrahi olduğunu söyleyen Dr. Özkan, “Tiroid kanseri teşhisinde, öncelikle tiroid bezine yönelik yapılan ultrasonografi yöntemi önemlidir. Eğer tiroid nodülüne rastlanmışsa kanserli olup olmadığını anlamak için ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılır. Biyopsi sonucu uzmanlar tarafından değerlendirilir ve sonuç ‘kanser veya kanser şüphesi’ olarak gelirse tedavi olarak tiroid ameliyatı gündeme gelir. Ayrıca tiroid ve nefes borusu arasında kalan bölgedeki lenf bezlerinin de ameliyat sırasında çıkarılması, cerrahi tedavi sonrası takibi kolaylaştırmaktadır. Kanser veya kanser şüphesi olan bir nodül saptandığında hastaya mutlaka bu kanserin boyun lenf bezlerine yayılıp yayılmadığını araştırmak için ayrıntılı bir boyun ultrasonu yapılmalıdır. Ameliyatı tamamlanmış hastalarımız sonrasında, düzenli olarak 3-6 aylık periyotlarda kontrole gelmeleri gerekir” dedi.
HER İKİ KİŞİDEN BİRİ RİSK ALTINDA
Türkiye’nin bulunduğu konum itibariyle iyot miktarının az olduğunu söyleyen Dr. Özkan, Türkiye’de her iki kişiden birinin tiroid hastası olduğunu söyledi. Dr. Özkan, “İyot eksikliğine bağlı tiroid hastalıklarının önüne geçilebilmesi için anne karnından itibaren iyotlu tuz gereken ölçüde alınması gerekiyor. Dolayısıyla ülkemizde nodül görülme oranı iyot eksikliği olmayan bölgelere göre daha sıktır. Türkiye genelinde yapılan ultrason taramalarında neredeyse yetişkinlerin yarısında tiroid nodülü saptanmıştır. Tiroid nodüllerinin hem ülkemizde yaygınlığı hem de olası sonuçlarının ciddiyeti göz önüne alındığında bahsedilen belirtilerden birine sahip hastaların mutlaka bir hekime başvurmaları ve ayrıntılı şekilde değerlendirilmeleri gerekmektedir” ifadelerini kullandı.