<p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Böceklerin</span> <span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">tarımsal, ekolojik ve tıbbi ö</span>nemleri konusunda araştırmalar yapan<span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;"> Manisa Celal Bayar Üniversitesinden (MCBÜ)</span> bir grup akademisyen,<span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;"> Ege ve İç Anadolu bölgelerind</span>e 20 yeni <span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">böcek </span>türü keşfetti.</p><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Alaşehir Meslek Yüksekokulu Bitki Koruma Programı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Anlaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 15 yıldır böceklerin çevreye ve tarımsal üretime etkilerini araştırdığını, Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinden topladıkları binlerce böcek örneğini Alaşehir'de kurdukları ve uluslararası kuruluşlarca da tescil edilen müzede sergilediklerini söyledi.</p><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">Türkiye'nin sahip olduğu biyo-çeşitlilikle dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Anlaş, ülkedeki böcek biyo-çeşitliliğini tespit etmek için 5 yıl önce TÜBİTAK desteğiyle iki proje başlattıklarını, Ege ve İç Anadolu bölgelerine yaptıkları arazi çalışmalarında binlerce böcek örneği topladıklarını ifade etti.</p><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">Aynı üniversiteden Doç. Dr. Ersen Aydın Yağmur, Fırat Üniversitesinden Doç. Dr. İnanç Özgen ve Ege Üniversitesinden Semih Örgel ile birlikte büyük bölümü "kın kanatlılar" sınıfında toplam 60'dan fazla yeni tür belirlediklerini dile getiren Anlaş, bunların 40'ını hazırladıkları makalelerde yayımlayarak bilim dünyasına kazandırdıklarını, 20 yeni türü ise ilk kez duyuracaklarını vurguladı.</p><h3 style="box-sizing: border-box; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 22px; line-height: 26px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(34, 34, 34); margin-top: 20px; margin-bottom: 10px;">"Bazı türlerin tıbbi, tarımsal ve ekolojik önemi var"</h3><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">Anlaş, topladıkları böceklerin Türkiye'nin sahip olduğu biyo-çeşitliliğin bilinmesi adına önemli bir role sahip olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:</p><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">"Sahip olunan biyo-çeşitliliğin bilinmesinin insanlığa büyük yararları var. Bu türlerden azami derecede yararlanmak ve bu türleri korumak amacıyla öncelikle bizim ülkemizde hangi türlerin var olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu amaçla bulduğumuz yeni türlerle ilgili sistematik, ekolojik, tarımsal ve tıbbi araştırmalarımız devam ediyor. Gelecekte bu türlerden bazılarının tarım zararlılarına karşı kullanılabileceğini, çevre kirliliğine karşı biyoindikatör olarak kullanılabileceklerini ve aynı zamanda bazı türlerin tıbbi önemlerinin olduğunu düşünüyoruz."</p><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">Bugüne kadar yaptıkları araştırmalarda entomolojiye (Böcek Bilimi) 60'dan fazla yeni tür kazandırdıklarını anlatan Anlaş, "Daha önceki araştırmalarımızda başta Ege Bölgesi'nden olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinden bulduğumuz 40 civarındaki yeni türü ve bunların özelliklerini, yapısını hazırladığımız makalelerde yayımlayarak bilim dünyasına kazandırmıştık. Şimdi de yeni TÜBİTAK projemizle Anadolu'dan bulduğumuz 20 yeni türü yayın aşamasına getirip bilim dünyası ile paylaşacağız." dedi.</p><h3 style="box-sizing: border-box; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 22px; line-height: 26px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(34, 34, 34); margin-top: 20px; margin-bottom: 10px;">Böceklere yörenin ismi verildi</h3><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">Anlaş, ilk kez buldukları böcek türlerine toplandıkları yörenin ismini verdiklerine işaret ederek, "Örneğin Denizli'nin Honaz Dağı'nda 3 yeni tür keşfettik. Bunlara, Sunius honazensis, Eurysunius honazicus ve Geostiba honazicus adını verdik. Bunun dışında Denizli-Çökelez Dağı, Afyon-Sandıklı Dağları, Kütahya-Akdağlar, Manisa-Bozdağlar, Aksaray-Melendiz ve Hasan Dağı, Ankara-Elmadağ, Konya-Meke Gölü, Konya, Karaman ve Niğde'deki Toros dağlarından ve daha pek çok yerden çok sayıda yeni tür bulduk ve hepsine o bölgenin adını verdik." diye konuştu.</p><p class="selectionShareable" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 15px; font-variant-numeric: normal; font-variant-east-asian: normal; font-stretch: normal; font-size: 16px; line-height: 24px; font-family: Roboto, sans-serif; color: rgb(0, 0, 0) !important;">Bulunan yeni türlere "Lathrobium anatolicum", "Domene turcicus", "Leptobium yagmuri", "Eurysunius melendizicus", "Eurysunius sandiklicus", "Sunius kizilcadagicus", "Sunius tauricus", "Sunius ciceki" ve "Scopaeus menthesiensis" gibi isimler verdiklerini belirten Anlaş, bu yeni türlerin ekolojik olarak çok önemli türler olduğunu vurgulayarak, "Özellikle toprak faunasında bulunup, humuslu yapıya önemli katkı sağlıyorlar. Aynı zamanda zararlı bazı böcekleri yediklerini ve bitkinin korunmasına katkı sağladıklarını tespit ettik." ifadelerini kullandı./AA</p>