HABER: İRFAN TEMEŞ - HAKKARİ İLSESİ GAZETESİ
30 Ağustos Zaferi’nin 97. yıldönümü kutlamanın gurur ve coşkusunu yaşadıklarını belirten Vali Akbıyık, “Türk Milleti’nin varoluş iradesini kıracak hiçbir gücün olmadığının tüm dünyaya bir kez daha gösterildiği 30 Ağustos Zaferi’nin 97. yıldönümünde, bu büyük zaferi bir bayram olarak kutlamanın gurur ve coşkusunu yaşıyoruz.” dedi.
Vali Akbıyık yayımladığı mesajında şu ifadelere yer verdi, “1.ve 2. İnönü zaferleri, Eskişehir- Kütahya savaşları ve Sakarya Meydan Muharebesi ile devam eden İstiklal Savaşı, Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak da bilinen Büyük Taarruz ile 30 Ağustos 1922 de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün komutanlığında, Türk Milleti’nin her şeyini ortaya koyarak zaferle sonuçlandırdığı savaşın adıdır. 30 Ağustos 1922 tarihi Türk Milleti’nin yeniden dirilişidir. Milletin makus talihinin değiştiği, şaha kalktığı tarihtir. Türk milletinin, her karışında bedel ödediği, merhum Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nda ki “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” dizelerine ilham olan bu topraklarda, nice fedakarlıklarla verdiği İstiklal Mücadelesi’nin ardından zaferle taçlandırdığı 30 Ağustos tarihi, kahraman ordumuzun ve aziz milletimizin şanlı mazisine altın harflerle yazılan bir destan günüdür. Sultan Alparslan’nın “Şehit olursam üzerimdeki elbise kefenim olsun, zaferi kazanırsak istikbal bizimdir” sözleri ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Biz bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş ve olmaya devam edecek bir milletiz” sözlerindeki vurgu aynıdır. Tarihimizin en önemli dönüm noktası olan ve milletimizin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölmez bir abidesi olarak tarihteki yerini alan 30 Ağustos Zaferi aynı zamanda bağımsız yaşamak isteyen birçok ulusa da örnek olmuştur.30 Ağustos Zaferi, önemli bir askeri başarı olmanın yanında, milletimizin sarsılmaz azminin, sahip olduğu üstün iradenin, vatan ve millet sevgisinin, eşsiz kahramanlığının da unutulmaz sembolüdür. Bugün de gerek 15 Temmuz gecesinde gösterilen eşsiz kahramanlık örneği ile gerekse ekonomik ve siyasi saldırılar karşısında sergilenen birlik ve beraberlik milletimizin kendi iradesine ve istikbaline sahip çıkma kararlılığını sürdürmekte olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu aziz millet sahip olduğu bu iradeden asla taviz vermeyeceğini defalarca kararlılıkla göstermiştir. Bugün bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülke konumunda olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bu zaferi, gurur ve coşku ile yaşamamızı sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını sonsuz saygı ve şükranla anıyorum.”
