İlçenin farklı köylerinde 30 yıldır arıcılık yapan Selim Yılmaz, arkadaşlarıyla beş ay önce Büyükçiftlik beldesindeki yaylalara bıraktıkları bine yakın kovanı açarak petekleri el arabası yardımıyla sağım çadırına taşıyor. Burada peteklerdeki balı makineden geçiren arıcılar, süzdükleri balı tenekelere doldurup satışa hazır hale getiriyor. Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arıcı bir aileden geldiğini, dedesinin Türkiye'nin farklı yerlerinde arıcılık yaptığını anlatarak, şöyle konuştu: "Bizler arıcılığı babamın, amcalarımın yanında öğrendik. Yüksekova'ya ilk defa 1987'de gelmiştim. O yıldan bu yana askerlik dönemi hariç kesintisiz şekilde burada arıcılık yapıyoruz. Yüksekova bizim ikinci memleketimiz gibidir. Burası sevdiğimiz bir doğa. İşimizi yapıyoruz. Ekmeğimizi de bundan kazanıyoruz. Yüksekova'da 10'dan fazla Ordulu arıcı bulunuyor."

Yüksekova'da üretilen balın kaliteli olduğuna işaret eden Yılmaz, "Burada endemik bitki türleri var. Bitkinin birisi biter, diğeri başlar. Bizi buraya çeken nedenler bunlar. Yaşamımızı barakada sürdürüyoruz. Suyumuz akıyor. Barakalarımızda güneş enerjisi kullanıyoruz. Burada hayatımızdan gayet memnunuz. İnsanlarla güzel bir iletişimimiz var." diye konuştu.

Yılmaz, bu sene son 10-15 yılın en düşük rekoltesinin gerçekleştiğini, bu durumun iklim şartlarından kaynaklandığını vurguladı. Kendisinin ve ailesinin geçimini arıcılıktan sağladığını ifade eden Yılmaz, "Ürettiğimiz balı İstanbul Ankara gibi yerlere satıyoruz. Burada elde ettiğimiz bala yoğun bir talep var. Talebe yetişemiyoruz." diye konuştu.

- "Yöre halkıyla bir aile gibi olduk" Arıcılardan Mustafa Şahin de Ordu'dan geldiğini ve dört kişiyle çalıştıklarını, Yüksekova'da 8 yıldır arıcılık yaptığını dile getirerek, "Burası bizim kendi memleketimiz gibi oldu. Mevsim sonunda buradan ayrıldığımızda herkes bize telefon edip 'Tekrar gelecek misiniz?' diye sorar. Tekrar gelelim diye telefon ediyorlar. Yöre halkıyla bir aile gibi olduk." değerlendirmesinde bulundu./AA

Editör: Haber Merkezi