Türkiye’de yapı olarak en az binanın olduğu yer Hakkâri’dir. Keza Türkiye’de satılan bina sayısında en geri ve en az bina satılan yer yine Hakkâri’dir.

 Böyle olunca bir memur kent konumunda olan Hakkâri’de kiralık bina bulmak, kiralık yer bulmak çok güçleşmekte ve olan binalarda da kira fiyatları “fahiş” denecek düzeyde bir meblağa kiralanmaktadır.

Nüfusunun çoğunu memur ve işçilerin oluşturduğu kısacası maaşlı çalışanın hayat verdiği Hakkâri’de dışarıdan gelen memur kesimi bina konusunda büyük sıkıntılar yaşamaktadır.

Tugaya bağlı mini Kentin yıkılması, Emniyete ait merkezde bulunan 80 dairelik dört blok binanın yıktırılması ve henüz faaliyete geçirilmeyen yeni Öğretmenevinin faaliyete geçmemesi bunda olumsuz bir durumu ortaya çıkarmakta ve kiralık ev bulmak güçleştiği gibi kiralık evlerin kira bedelleri de tavan yapmaktadır.

Yapı olarak öyle ahım şahım binaların bulunmadığı Hakkâri’mizde şu an için 1+1 daireler 1000 liranın üzerinde bir fiyata kiralaya verilmekte, 2+1 ve 3+1 binalar da 1500 ve daha üstü bir fiyata kiralanmak istenmekte ve kiraya verilmektedir.
Evet, gelen memur kesim belki mecburiyetten veya iki üç kişi birleşerek bu fiyattaki binayı kiralayabilirler. Ama yerli ve tek maaşa talim eden ve çoluk çocuk sahibi kişi böyle bir durumda perişan olmakta ve ev bulamamaktadır.
Ev sahipleri her ne kadar yaptıkları binaları kiraya vererek belli bir gelir için düşünmüşler ise de kendilerini kiracılarının yerine koyarak ve her şeyin maddiyat olmadığını ve kiralayan kişinin de mağdur etmemeye çalışmalıdırlar.

Bazen de bina sahibi kiracısını bir vesile ile binasından çıkarmakta ve kendisine 300-400 lira daha fazla veren kişilere evlerini kiralamaktadırlar.

Birisini mağdur ederken diğerinden aldıkları üç beş kuruşun kendilerine o kadar da bir getirisinin olmayacağını bazen yakinen görmekte ve şahit olmaktadırlar.

Evet, Hakkâri’de kiralık bina sayısı az. Kiralık binalar çok zor bulunmakta. Ama o da bizlere fırsatçılığı, aşırı pahalılığı ve vicdanları kurutmayı bırakmamalı. Bazen evini kiraya verdiğin kişi ile yıllara yansıyan bir dostluğun kapısını da aralayabiliyor insan. Bazen kiracı ve çoluk çocuğunun iki hayır duası çok şeyleri beraberinde getirmekte ve hiç umulmaktık yerden parayla kıyaslanmayacak kadar huzur ve saadeti beraberinde getirmektedir.

2017 yılındaki Hakkâri’nin Yüksekova’ya taşınması lafından sora aynı yıl içinde Hakkâri’de yapı inşaatları bıçakla kesilmiş gibi durmuş ve 2108 ve bu yıl için yapı inşaatları hız kazanarak Hakkâri’ye bir canlılık kazandırılmıştır.

Bu yıl için şehrin başından sonuna kadar yoğun bir yapılaşma görülmekte ve yapılan binaların faaliyete geçmesiyle yüzlerce kiralık ailenin bina ihtiyacı karşılanabilecektir. Ancak bu da yetmemekte gelişen ve dışarıdan gelen memur kesiminin ve evlenip te ayrılan yeni evli çiftlerin ev konusunda daha hayli bir zaman sıkıntı yaşayacakları bilinmelidir.
Durumu iyi olan ve bu şehrin kalkınmasını isteyen işadamı ve girişimcilerimizin Hakkâri’ye yatırım yaparak bu konudaki açığı kısa sürede kapatacaklarına olan inancımız tamdır.

Ama illaki vicdan ve fırsatı kollamamak şartıyla ve gelen kiracıları incitmeden!
Ne dersiniz.

Kiracıyı yolunacak kazdan öte birer dost, hemşeri, vatandaş ve görevini yapan birer görevli olarak görmenin zamanı gelmedi mi?

Her şey dozunda, kararında ve vicdan muhasebesinde olmalı değil mi?