Eğitim-Sen Genel Bașkanı Feray Aytekin Aydoğan, yayımladığı "Bir Öğretmen Dünyayı Değiștirir…"  sloganıyla kaleme aldığı mektupta şu ifadelere yer veriliyor;

Değerli öğretmen arkadașım,

İlk günlerin heyecanı ya da birikmiș hikâyeleri paylașmanın engellenemeyen arzusu tüm gücüyle sınıflarımıza doldu.
Üzerinden yıllar geçse de unutulamayacak anıların kapısı aralandı.
Her birimizin yașamında olduğu gibi șimdi öğrencilerimiz de yıllar geçse de unutamayacakları, kendi yașamlarında örnek alacakları öğretmenleriyle karșı karșıyalar. Yani sevgili meslektașlarım, bir tebessümün, bir kitabın, sevgi dolu bir dokunușun hayatı değiștirecek gücü ellerimizde.

Öğrencilerimize sevgiyle, emekle, fedakârlıkla dokunușlarımız, her kușağın zihninde derin izler bırakıyor. Eğitimin her türlü yapısal sorununa rağmen yaratıcılığını, potansiyelini desteklediğimiz öğrencilerimizin yașantısında; eșitlikten, barıștan, laiklikten, özgürlükten, insandan ve emekten yana aydınlık nesillerin yetișmesinde katkımızın olduğunu görmenin mutluluğunu yașıyoruz.

Ancak mesleğimizi hakkıyla yerine getirmeye çalıșırken bizlere öğretmenliği değil, kapı kulu olmayı dayatan uygulamalara maruz kalıyoruz. Yașanan ihraçları, sürgünleri, haksızlıkları sineye çekmemizi isteyenler, her an ișten çıkarılma kaygısıyla yașamayı bizlere reva görenler, hukuksuz uygulamalar karșısında susmamızı telkin edenler bugünümüze ve yarınımıza ipotek koyuyor, geleceği ellerinden alınan kușaklar yetiștirmelerine sessiz kalmamızı istiyor.

Sevgili Meslektașım,

Yüzbinlerce ataması yapılmayan öğretmene; aynı iși yapmamıza rağmen örülen duvarlarla birbirinden sözleșmeli, ücretli, kadrolu denilerek ayrıștırılan öğretmenlere; eğitim hizmetinin yok sayılan, görülmeyen emekçileri hizmetli, idari ve teknik personele de aba altından sopa sallanıyor.

Özveriyle yürüttüğümüz mesleğimiz ve emeğimiz her gün daha fazla itibarsızlaștırılıyor. Ekonomik kayıplarımız had safhaya çıktığı; zamlarla, artan enflasyon ve vergilerle hayat pahalılığının geçinmemizi zorlaștırdığı ve sadece çalıșabiliyor olmanın kendisinin lütufmuș gibi sunulduğu günleri yașıyoruz.

Haklarımızın ve gelirlerimizin her gün daha fazla eksilmesi; eğitim sisteminin içinden çıkılması güç sorunlarla karșı karșıya kalması yetmezmiș gibi șimdi de sorunun muhatap ve sorumluları bizlere sosyal medyadan sanal umutlar dağıtıyor. Bizler kendimizi değerli ve güvende hissetmek isterken, sesimiz ve taleplerimiz görmezden geliniyor.

İyi Dersler Öğretmenim…

Güvencesiz istihdamın kalıcı istihdam biçimine dönüștürüldüğü, mesleğimizin itibarsızlaștırıldığı, yarınımız ne olacak kaygısıyla yașamak zorunda bırakıldığımız bir dönemde tek tek serzenișlerimizle sesimizi, taleplerimizi duyuramayacağımızı bilmek için kâhin olmamıza gerek yok.

Bizler, sorunların ve umudun iç içe geçtiği bir mesleği icra etmenin getirdiği gücün farkında olmalıyız. Sorunlarımızın karșısında karalar bağlamanın da sorunlarımızın bizatihi yaratıcıları tarafından bir gün çözüleceğini beklemenin de bizlere bir yararının olmadığını görmeliyiz.

Peki, ne yapmalıyız? Eğitim emekçileri olarak sorunlarımızın çözümünü ancak birlikte üretebileceğimiz gerçeğiyle hareket etmeliyiz. Emeğimizi sahiplenmek, haklarımızı geliștirmek ve geleceğe güvenle bakabilmek için el ele vermeliyiz. Bizleri ayrıștırmak isteyenlere, angarya dayatmalarına, eğitimi sorunlar yumağına dönüștürenlere karșı güvenceli iș, güvenli gelecek talebimizde ısrarcı olmalıyız. Kısacası taleplerimiz etrafında yan yana durmalı, bir arada tutum geliștirmeliyiz.

Bunları ve daha fazlasını ancak örgütlü gücümüzle, birlikte bașarabiliriz…

Ders verme sırası bizlerde! İyi dersler öğretmenim!

 Eğitim Sen Genel Bașkanı
 Feray Aytekin Aydoğan

 

Editör: Haber Merkezi